Uyumayalım beyler!

 

Eskiden buğday hasadı döneminde un değirmenlerinde sıra olur, gece gündüz çalışılırdı.

Değirmene buğdayını getiren kişi, geceye sıraya konur ise gecenin bir yarısı değirmene gelir ve buğdayını öğütür, çuvallara doldurur götürürdü.

Bir taraftan değirmen taşı gürültüyle dönerken, saatin geç vakti ununu öğüten kişinin çuvallamasına bir yardım eden olurdu.

İşte böylesi bir günde yardımcı çuvalın ağzını açmış, kürekle un doldurulurken, bir ara içi geçmiş. Çuvalın da ağzı kapanmış. Un dolduran kişi bağırmış, “Heeeey, uyuma çuval ağzı aç…”

Sanki biz de uyuyor gibiyiz.

Sankisi fazla resmen uyuyor ve uyutuluyoruz.

Koskoca Antalya’da koskoca dernekler, kuruluşlar, idareciler, yöneticiler, sivil toplum kuruluşları ve Antalyalılar uyurken, değerlerimiz de birilerine peşkeş çekiliyor.

Kimseden ses seda çıkmıyor.

Antalya’nın göbeğindeki eski Dokuma Fabrikası el sallayıp birilerine peşkeş çekilmişti. Gazetecilerin, siyasilerin ve STK’ların ayağa kalkmasıyla fabrikanın peşkeşi önlendi.

Vakıf Zeytinliği yine el sallayıp birilerine veriliyordu.

Antalya ayaklandı, Zeytinlik şahıs yerine Antalya Ticaret Borsası idaresine verildi.

Şimdi koskoca Narenciye el sallamadan gizlice bir cemaate kaydırıldı.

Antalya’nın çok az kalmış yeşil alanlardan biri Narenciye.

200 bin dönüm.

Hiç birimize sormadan, işletmeciye sormadan Narenciye’nin tapusu el altından birilerine verildi.

Kime?

Hamidiye Vakfı’na.

Antalyalı uyuyor.

Bırakın Antalyalıyı Batı Akdeniz Tarım İşletme Müdürlüğü de uyumuş. Tarım İl Müdürlüğü yöneticileri de uyumuş.

El altından Hazineye ait olan 200 dönümlük yeşil alan Hamidiye Vakfı’na verilmiş.

Narenciye Tarım İşletmesi Müdürlüğü yetkilileri, lojmanlarla ilgili bir tasarruf için tapuya gittiklerinde müdürlüğünü yaptığı yerin Hamidiye Vakfı’na gizlice verildiğini öğrenmiş.

CHP Antalya Milletvekili Cavit Arı, konuyu TBMM’ye kadar taşıdı.

Ve bu konuda sesini duyurmaya çalışıyor.

Antalya olarak Narenciye Bahçemizi vermemeliyiz.

Yarın buradaki ağaçlar kesilir de beton yığınına kurban edilirse hepimiz zarar görürüz.

Çocuklarımızın nefes alacak alanları yok edilmiş olur.

Ey STK yöneticileri, bu işi bir görev kabul etmelisiniz.

Bu konuda herkesin hassasiyet göstermesi gerekiyor.

Dokuma Fabrikası’nda gösterilen hassasiyet nasıl Dokuma’nın özel bir şirkete peşkeşini önlediyse, aynı hassasiyet burada da gösterilmesi durumunda Narenciye Bahçemizi elimizden alamazlar.

Burası Hazineye ait bir araziydi. Bir gecede Vakıflar Genel Müdürlüğü bir kanun değişikliğinden yararlanarak bu arazinin kullanım hakkını Hamidiye Vakfı’na vermiştir.

Ne yapılacağı belli değildir?

Kesinlikle bu Vakıf niyetini açıklamalıdır.

Ve Antalya halkı bu konuda sessiz kalmamalıdır.

İnanın bu sarı öküzü kurtlara verirsek, devamı mutlaka gelecektir.

Narenciye Bahçesi Antalya’nındır ve Antalyalının kalmalıdır…

MAKALE YORUMLARI
Sizde Yorum Ekleyin
Ahmet DÖKDÖK
Ahmet DÖKDÖK
Marko Paşa
antalyasesgazetesi@gmail.com
POPÜLER
SÜPERLİG PUAN DURUMU