Bana icraat lazım…

 

 

Bu sözler; Antalya’nın başarılı Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır’a ait. Bir işi başarabilmek için toplum olarak çok çalışıyoruz, çok çaba harcıyoruz, mücadele ediyoruz, ama sonuç yok. O yüzden Çandır, “Bana sonuç ve icraat lazım” diyor.

Doğru da söylüyor.

Hemen her konuda benzer sıkıntılar yaşıyoruz, tembeliz, ahlaken zafiyet geçiriyoruz, çok çalışıyor, yoruluyor görünüyoruz ama proje üreten yok, işini doğru-dürüst yapan yok… O yüzdendir ki, icraat da yok.

**

Dün ziyaretimize geldi Ali Çandır. Borsa’nın basın sorumlusu Vahide Yanık ile birlikte, uzun uzun sohbet ettik. Ahmet Dökdök ve ben sorduk, Ali Çandır tüm içtenliği ile cevap verdi.

Asıl konumuz Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX’ di. “Sizin raların nesi meşhur?” sloganı ile Ali Çandır’ın 9 yıl önce temellerini attığı YÖREX Fuarı Türkiye’nin markası oldu. Çandır, YÖREX’i 10 yıl önce 2008’de yaşanan ekonomik kriz döneminde keşfettiklerini söylüyor. YÖREX, bırakın Antalya Ticaret Borsası’nı 81 ilin katılımı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin övüncü oldu. 24 Ekim’de 10. kez kapılarını açacak, her yıldan daha başarılı olacağı inancı ile başarılar diliyoruz.

**

İki meseleyi konuştuk bir araya gelmişken… Birincisi Cumhurbaşkanının çağrısı ile yerli ürün tüketilmesi konusu, ikincisi de tarımın başkenti saydığımız Antalya’da tarımın geriye gidişi…

Çandır; geçen gün Ticaret Bakanlığı’nın yerli ürünlerin tüketilmesi ile ilgili aldığı kararları değerlendirirken, YÖREX için aldıkların kararın ne kadar doğru olduğunu dile getiriyor. Ve  “Devletin bu konudaki duyarlılığını anlıyorum da vatandaş olarak bizim neyi ürettiğimizi bilmiyormuşuz gibi cahil durumuna düşmemiz ve bunu işaretleyerek tüketmemiz de başka bir handikap. Bir anlamda da bizler de vatandaş olarak sorumluluk taşımamışız demek ki. Biz bugüne kadar ne kadar yabancı ürün tüketebiliyoruz diye yarıştık. İnşallah bundan sonra üretimimizi yarıştırırız. Zenginliğimizi kasadaki para olarak değil de çalıştırdığımız insan sayısı olarak göstermeye başlarız. Anadolu aslında tasarrufuyla, üretimiyle, yardımlaşmasıyla bir ekol. 1980’den sonra yaşana küreselleşmenin etkisini birazcık DNA’mızı bozarak yaşadık. Şimdi inşallah ders alırız bu durumlardan da kendi üretimlerimizi özendiririz. Kendi ürünlerimizi tüketiriz” diyerek destek veriyor.

**

Tarımla ilgili yaklaşımı ve çözüm önerileri ilginç. Bir defa tarımda üretimin düşüşüne önemli bir katkı veren parçalanan arazilerin, kime ait olduğuna bakılmaksızın toplu ekim yapılarak, ürünün hak sahipleri arasında arazinin miktarına göre paylaşımını öneriyor.  Bence çok iyi bir proje, ekim ve dikime devlet de teknik yardım yapmalı, bu tür ekim yapanlar teşvik edilmeli…

Tarımın bir envanteri bile yok. TUİK verilerine göre Türkiye’nin domates üretimi 12 milyon ton görünüyor, bizim domates ihracatımız bu rakamın yüzde 4’ü. Aslına bakarsanız bir böyle bir üretim de yok.

Yine TUİK rakamlarında nohut üretiminde Antalya birinci sırada görünüyor. Araştırdıklarında TUİK verilerindeki rakamın onda biri kadar bile üretimimiz olmadığı ortaya çıkıyor.

O yüzden arazi yapısı ve dönümünden başlayarak ürün çeşitliliği, hangi bölgede hangi ürünler, ne miktarda üretiliyor, gerçek ihracat rakamları ve gelirlerine kadar bir Envanter çalışması yapılması gerekiyor.  

Başka önerileri ve projeleri de var Ali Çandır’ın. Heybesi dopdolu anlayacağınız. İleriki günlerde paylaşmak dileğiyle YÖREX’e başarılar…

 

 

MAKALE YORUMLARI
Sizde Yorum Ekleyin
Erdoğan KÂHYA
Erdoğan KÂHYA
Antalya'nın Kâhyası
erdogan.kahya@antalyases.com.tr
POPÜLER
SÜPERLİG PUAN DURUMU