Ömer Tuğrul İnançer: "Doğru bilgiyi eyleme dönüştürmeliyiz"

Ömer Tuğrul İnançer:

 

Tarihî Kaleiçi’ndeki Antalya Mevlevîhânesi’nde Cuma akşamları gerçekleştirilen İrfan Meclisi sohbetlerinin konuğu olarak Maârif ve Eğitim” konusundaki fikirlerini dinleyicilerle paylaşan Ömer Tuğrul İnançer, “bugün dünya genelinde içi boş sloganlarla yaşayan toplumlar oluşturulduğuna dikkat çekerek doğru bilgiye ulaşmanın ve doğru bilgiyi eyleme dönüştürmenin önemini anlattı.

Özellikle Cumhurbaşkanlığı himayelerinde her yıl geleneksel olarak Konya’da düzenlenen Mevlânâ Haftası Şeb-i Arus törenlerinde yaptığı konuşmalarla halkın sevgisini ve teveccühünü kazanan Ömer Tuğrul İnançer’i dinlemek üzere çok sayıda Antalyalı Antalya Mevlevihanesi’ne akın etti. İnançer’e gösterilen sevgi seli yüzünden Mevlevîhânenin içi kadın erkek dinleyicilerle doldurduğu gibi, gelenlerden bir o kadarı da dışarıda kalıp içeriye girecek yer bulamadı.

TÂLİM, TERBİYEYE; YANİ DOĞRU BİLGİ EYLEME DÖNÜŞÜRSE KIYMETLİDİR

Maârif ve eğitim kavramları arasındaki farkları, ilgili kelimelerin kökenine ve sözlük anlamlarına kadar inerek derinlemesine analiz eden İnançer, tâlim ile terbiyenin sonucunda maârifin oluştuğunu, ama eğitim ile öğretimden hiçbir şey çıkmadığını dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çünkü tâlimin karşılığı öğretim değildir; terbiyenin karşılığı da eğitim değildir. Dolayısıyla bunlardan maârif ortaya çıkmaz. Tâlim, mâlum etmek, ilim/bilgi sahibi kılmak demektir. Terbiye de sahip olunan bilgiyi ahlâka ve eyleme dönüştürmek; uygulamak ve bilgiyle amel etmek demektir. Terbiye, herkese standart bir uygulamayla değil, her çocuğun istidadına uygun gelişim ve büyüme ortamını oluşturmak demektir. Okulların ve öğretmenlerin vazifesi çocuklara sadece bilgi vermek olmamalıdır; ayrıca ahlâk ve davranış da verilmelidir. Bilgiyi irfana, ahlâka ve mârifete dönüştürürsek kıymetlidir. Yani iş bilgide değil, davranıştadır. Terliyken su içmenin zararlı olduğunu herkes bilir; ama yine de içer. İşte bunun gibi, bilgi davranış haline dönüşmemişse bir değeri yoktur. Bugün tren yapmayı biliyoruz ve öğretiyoruz; ama trene ve tramvaya nasıl binileceği bilmiyoruz ve öğretemiyoruz, otobüste nasıl davranılacağının terbiyesini veremiyoruz maalesef. Yazılı literatürü öğretiyoruz; ama edebiyatı, yani edebi ve terbiyeyi öğretemiyoruz. Uygulanan eğitim sistemi, bilgiyi irfâna ve maârife dönüştüremiyor.”

BUGÜNKÜ EĞİTİM SİSTEMİ NESLİMİZİ İĞDİŞ EDİYOR

Eğitim kelimesinin ise Türkçemizde “iğitim” olarak da telaffuz edildiğini ve manasının “iğdiş etmek” demek olduğu hatırlatan Ömer Tuğrul İnançer, sözlerini şöyle tamamladı:

“İğdiş etmek, gerek erkeğin, gerekse kadının üremesine engel olacak işlem yapmak demektir. Biz üremeyi yalnızca çocuk üretmek olarak algıladığımız için yanlış uygulamalara yöneliyoruz. Fikir üretmek, eser üretmek gibi üretimleri hiç aklımıza getirmiyoruz. Maârif, insanı tefekküre götürür. Tefekkür kendi kendine fikir üretmek demektir. İşte maârif ile eğitim arasındaki fark burada ortaya çıkıyor. Fikir üretmek için önce bilgi, bilginin üzerine inşa edilmiş fikir, sonra da o değişik bilgi ve fikirleri bir araya getirerek bir sonuç elde etmek gerekir. Tıpkı çimentoyla kumun karıştırılıp kolon üretilmesi, çimentoyla kumun karıştırılıp sıva olması, suyla kirecin karıştırılıp badana olması gibi. Fikir binasının malzemesi de kavramlardır. Kavramların ifadesi kelimelerdir. Bugün toplumumuz, sınırlı sayıda, 250-300 kelimeyle konuşuyor. Bunun sebebi fikir üretip maârife ulaşamamamızdır. Onun için istidada ve kabiliyete göre adam yetiştirecek maârif sistemine geçmemiz lâzım. Bugünkü eğitim sistemi, nasıl öğreteceğini biliyor; ama ne öğreteceğini bilmiyor maalesef. Bugün çocuklarımıza masal okumuyoruz. Masal, çocuğun muhayyilesini, hayal gücünü geliştiren bir unsurdur. Ama bugün akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayarları (bilumum ekranları) çocuğa sunduğun zaman onun hayal dünyasını cisimlendirmiş oluyorsun ve onun tahayyülâtını, hayal dünyasını kurutuyorsun, yani iğdiş ediyorsun. Oysa hayali olmayan şeyin hakikati de olmaz. Onun için bugünkü eğitim sisteminden geçen çocuklarımız bir şey üretemiyor.”

Programa katılanlar, geçen sene olduğu gibi bu yıl da Antalya Mevlevihanesi’nde Ömer Tuğrul İnançer’i dinleyebilmenin mutluluğunu birbirleriyle paylaşarak, İrfan Meclisi programlarını gerçekleştiren bütün kuruluşlara teşekkürlerini ve memnuniyetlerini ifade ettiler.

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

AHMET DÖKDÖK
HABER YORUMLARI
Sizde Yorum Ekleyin
POPÜLER
SÜPERLİG PUAN DURUMU