Sermayenin dayanılmaz gücü

 

Tarihin her döneminde sermaye galip gelmiştir. Zaman zaman sermayenin gücü ile iktidarın kudreti ile birleşince tehlikenin boyutu işte o zaman yükseliyor… Örneklerini çok yaşadık. 

İktidarın kudretini de, sermayenin her türlü gücünü de Demokrasi tarihimizin her döneminde gördük, ama en yoğun biçimde 12 Eylül sonrası hissettik.

Bu konuyu niye açtım…

Bugünlerde sermayenin gücünü hissetmeye başladık.

Günümüze gelelim; Corona herşeyi kasıp kavurmuş, ekonomi dip yapmış, kentleri ayakta tutan ticaret bitme noktasında, turizm derseniz krize çözüm arıyor. Hastaneler dolup taşıyor, insanlar can derdine düşmüş, ölenlerin sayısı sadece bizde değil, tüm dünyada tavan yapmış, uzmanlar virüsten kurtulmanın çarelerini arıyor. Okullar tatil edilmiş, işyerleri kapatılmış, insanların sokağa çıkmalarına kısıtlama getirilmiş, uçaklar hangara, otobüsler terminale çekilmiş…

Sizin anlayacağınız hayat durmuş…

Virüsün yoğun etkilediği iller var. Ekonomiyi ayakta tutan önemli iller… İstanbul adeta ayrı bir ülke gibi… Ankara, İzmir, Antalya, Adana, Bursa ekonomimizi ayakta tutan kentlerimiz…

***

Bütün bunlar olup biterken, üstelik herkes hafta sonları ve tatillerde sokağa çıkma kısıtlamasına alışmışken, birdenbire bir karar, büyük kent olarak sadece Antalya’nın da içinde bulunduğu 7 ilde yeni kararlar açıklanıyor:

Seyahat yasaklaması kaldırılmış, sokak kısıtlaması da sona ermiş, AVM’ler açılıyor ama kısıtlı, içindeki yiyecek, içecek üniteleri kafeler kapalı… bunlar da yetmiyor; Antalya’da mayıs sonu otellerin açılmaya başlayacağı ve buna ilişkin hazırlık yapıldığı belirtiliyor.

Yiyecek içecek yoksa AVM’lerin neden açıldığını anlamak mümkün mü? İnsanlar kışlıkların yerine yazlık kıyafetler mi alacak? Eminin AVM’ler ilk açıldığı gün ortalıkta eliboşdolaşanlar dolduracak oraları, sözde vakit geçirecek ve kalabalık oluşturacaklar. Sosyal mesafeyi düşünen kim, yüz yüze buluşma varken…

 

Böyle bir karar olmaz…

 

Herkes şaşkın…

Şimdi ‘bu kararlar nasıl veriliyor?’ diye bir soru akla geliyor. 

Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan ve alanında uzmanlardan oluşan Bilim Kurulu bir karar alıyor, Sağlık Bakanı bu kararı Cumhurbaşkanına götürüyor. Bugüne kadar anlaşılan o ki; kurulun aldığı kararların hepsi uygulanmıyor. 

Tıpkı bu 7 ille ilgili alınan karardan Bilim Kurulu’nun haberi olmadığı gibi…

Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’yı istifa noktasına getiren diğer kararlar gibi…

***

Her ne kadar Valilik seyahat belgesi olmayanların kente alınmayacağını söylese de Seyahat kısıtlamasının kaldırılmasıyla ilk 2 günde Antalya’ya 6000 aracın giriş yaptığı belirtiliyor. Burdur dışarıdan gelenleri 14 gün karantinaya alırken bizde böyle bir uygulama da yok. 

Denetim mi; hak getire…

 

Antalya Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nursel Şahin diyor ki;

- Büyük emek sarf ettiğimiz alınan önlemler erken dönemde gevşetilmemeli

- Çeşitli bilim kurulu üyeleri ve uzmanlar tarafından ısrarla ifade edilse de önceliğin sermaye çevrelerinin baskısı ve ekonomide hareketlilik yaratma isteği yönünde olduğu anlaşılıyor. 

Nursel Hoca’ya hak vermemek mümkün mü? Tam beni yarama tuz basmışken… Anlaşılıyor ve görülüyor ki, normalleşme sürecini başlatmanın temel sebebi Sermayenin dayanılmaz gücü, gerisi teferruat… 

Ancak şunu kimse unutmasın, sivil toplum, Antalya kamuoyu tepki göstermeye başladı. Kim ister evlere kapanmayı, ama istiyorlar. Bakın 100’e yakın derneğin üye aldığı Antalya Güçbirliği Platformu Başkanı Canan Tungar, ‘’Evde Kalmak İstiyoruz’’ diye açıklama yaptı. Antalya Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Nursel Şahin, ‘’gevşeme zamanı değil, normalleşme için çok erken’’ diyor tehlikeye uzman gözü ile işaret ediyor.

Antalya’da krizi bugüne kadar başarı ile yöneten Sayın Vali’den Hıfzısıhha kurulunda bu kararları yeniden gözden geçirerek üst makamı uyarmasını bekliyoruz. Her Antalyalı bunu istiyor…

 

 

MAKALE YORUMLARI
Sizde Yorum Ekleyin
Erdoğan KÂHYA
Erdoğan KÂHYA
Antalya'nın Kâhyası
erdogan.kahya@antalyases.com.tr
POPÜLER
SÜPERLİG PUAN DURUMU