Kızgın demir nasıl soğuyacak?

 

 1980 öncesi terör gazetecileri öldürerek başlamıştı. Önceki gün de bir gazeteci yazdıklarını beğenmeyen bir grup tarafından evinin önünde pusu kurularak ölümüne dövüldü.

Öldürülebilirdi de…

Belki ki, onlara bu görevi verenler sadece gözdağı verilmesini istediler…

Tıpkı Ankara Çubuk’ta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na düzenlenen linç girişimi gibi…

67 yaşındaki Gazeteci Yavuz Selim Demirağ, Yeniçağ Gazetesi’nde köşe yazıları yazıyor, zaman zaman da yazılarında iktidarı eleştiriyordu. Evinin önünde birden karşısına çıkan 6-7 kişi, “Meydan boş değil” diye bağırarak ellerindeki beysbol sopaları ile saldırdı. Meslektaşımız başından aldığı darbeler yüzünden ağır yaralandı, GATA’da tedavi altına alındı.

Geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Başka da yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Sadece yargıya güveniyoruz. Aksini düşünmek bile istemeyiz.

Bu istenmeyen olayla ilgili kınama sadece CHP ve İYİ Parti’den geldi. İktidar partisi ve ortağından ses yok.

Böyle mi soğuyacak kızgın demir?

Saldırganlardan ikisi yakalanmış, bekleyelim ve görelim ne olacak?

***

“Ülke kin ve nefret sözleri ile ayrıştırılmamalı” diye ünlü Yazar Ayşe Kulin dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bir mektup yazdı:

“Cumhurbaşkanım, bizler, yani siz başta olmak üzere hepimiz çocuklarımıza, cephelere bölünmeden, kardeşliğimizi, yitirmeden huzur içinde yaşamanın mümkün olduğunu ispat etmeliyiz. Gençlerin öfkelerini dindirmeliyiz. Demokrasinin bir bayrak değiştirme rejimi olduğunu önce kendimiz içselleştirip sonra onların içine sindirmeliyiz. Hakkın, hukukun, adaletin hüküm sürdüğü bir ülke umut etmek istiyoruz.”

Kim umut etmez ki böyle bir ülkeyi?

Kim istemez ki huzur içinde yaşamayı?

Kim istemez ki, hakkın, hukukun adaletin hüküm sürdüğü bir ülkeyi…

***

MHP Lideri Bahçeli,  bütün bunlar olurken Ekrem İmamoğlu’na destek verdiği için; “Bundan sonra Cem Yılmaz’ı sevemem” diyor, ardından gazetecilerle iftar yapıp, “İstanbul’da tartışmaların bitmesi için Cumhur İttifakı olarak yüzde 52 oy almamız gerekiyor” diyor. Yani “İstanbul’u kazanmamız lazım” diyor. Ya İmamoğlu tekrar kazanırsa, gazeteciler bu soruyu sormamışlar herhalde. Ya da o cevap tehditkâr olduğu için yazmıyorlar…

Kızgın demir böyle mi soğutulur?

***

En acısı da hangisi biliyor musunuz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın  “manevi kızım” dediği kanser Hastası Göknur Damat, İmamoğlu’na “Her şey daha güzel olacak” paylaşımınla 20 lira bağışladığı için utanç dolu mesajlar almaya başlamış. İmamoğlu karşıtları genç kıza, “Sen hala gebermedin mi?” diye mesaj atanlarda Allah korkusu da mı yok acaba?

Gerçekten utanç verici, insanlık dışı, bu kin niye? Nasıl bu hale geldik?

Bütün bunlar da gösteriyor ki; yeni bir korkutma ve sindirme dönemine girdik.

Ekonomiyi düşünmek yerine, İstanbul seçimlerini kazanmayı düşünen iktidar ve ortağının olaylara sessiz kalması insanı bu tezi savunmaya götürüyor.

Ben şahsen Ayşe Kulin’i destekliyorum.

Ne İstanbul seçimi umurumda, ne de siyasi kavgalar huzur içinde yaşamak ve aydın bir gelecek istiyorum. Tıpkı halkım gibi…

MAKALE YORUMLARI
Sizde Yorum Ekleyin
Erdoğan KÂHYA
Erdoğan KÂHYA
Antalya'nın Kâhyası
erdogan.kahya@antalyases.com.tr
POPÜLER
SÜPERLİG PUAN DURUMU