Kıskanç şehir!

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Davut Çetin, çok doğru sözler söylüyor.

Diyor ki “Bu şehirde bir şey yapmak çok zor…”

Doğru.

Siz doğru bir şey yapmaya kalkın, 100 kişi birden ayağınızdan aşağı asılıyor.

Biri güzel bir şey yapsa çoğumuz aleyhine açıklama yapıyoruz.

Siyaseten bakıyoruz da hizmet anlamında değerlendirmiyoruz.

Rakibim yapmışsa kötüdür, ben yapmışsam iyidir anlayışı öylesine yerleşmiş ki.

Diyor ki; “Bütün kurumlar kendi etkinliklerine eğiliyor. Ortaklaşa, ortak hareket etme kültürümüz yok…”

Ortak hareket etme kültürümüz olmadığı gibi Antalyalı olma kültürümüz bile oluşmamış.

Antalya’yı sevmiyor, sahiplenmiyoruz.

Sevgimiz çıkarımıza orantılı.

Çıkarımız varsa, iyi bir iş edinmiş isek o bölüm çok iyi ama Antalyalı kötü.

Kurumların hepsi öne geçme çabası içinde.

Ortak olsun bizim olsun zihniyeti hiç yok.

Küçük olsun benim olsun zihniyeti hakim.

Bu da kent yararına ortak bir düşünce geliştirmemize engel oluyor.

Diyor ki, “Kent yaşayanı olarak belediyelerle bir araya gelip iyi şeyler yapabilmeliyiz. Toplu bir şey yapma konusunda sorunumuz var. Ne fuara beraber gidebiliyoruz, ne ortak çalışma yapabiliyoruz, herkes kendi yaptığını anlatıyor ama bir “Bizim yaptığımız” diyemiyoruz…”

Antalya’nın kanayan yarasına basıyor Davut Çetin.

Herkes öne çıkmaya çalışıyor.

Sivil Toplum Kuruluş yöneticilerinin çoğu, bu işi Antalya yararından çok kişisel siyasi yarar için yapıyor. Siyasette yer kapmak istiyor.

Bunun için de birleşmek yerine bireysel bir şey yaparak öne çıkmak istiyor.

Yaptığı bir işe yaramadığı gibi Antalya’nın yararına da olmuyor.

Oysa birleşilip yapsa ses getirecek.

Bazı sorunlar çözülecek.

Ama sorun kimsenin umurunda değil.

Ben yapayım adım öne çıksın, bir siyasetçi beni fark etsin, belediye meclis üyesi olayım, belediye başkanı olayım, milletvekili olayım sevdası ağır basıyor.

Ve Davut Çetin’in şu sözü çok öne çıkıyor: “Bu şehirde kıskançlık var… Bu durum çok kötü, biz tartışma kültürünü kaybettik…”

Gerçekler acıdır.

Evet, bu şehirde öne çıkma, kendini gösterme, ön planda olma konusunda kıskançlık had safhada.

Yapılan bir güzelliğe 5 kişi güzel diyor, 500 kişi kötü diyor.

Neden?

Çünkü o güzel iş yapanı kendisinin önüne geçiriyor.

Kendisi yapamadığı için kıskanıyor.

Ve Antalya’yı herkes bir yerinden tutup çekiştiriyor.

Oysa Antalya’nın ortak kültürü oluşturulmalı.

Kent bilinci yaratılmalı.

Geldiği şehir alışkanlığını bir yana bırakıp Antalyalı olma özelliğine sahip olmalı.

Ve Antalya milliyetçisi olmalı.

Ama maalesef

Herkes kazanacağı paraya bakıyor. Şehir kötü olmuş, riskli işler yapılmış, halk yararı geri plana itilmiş kimsenin umuruna gelmiyor.

Hep ben, hep ben, hep ben.

Ne zaman ki “Biz” diyebilirsek, işte o zaman Antalyalı olmuş ve kent çıkarlarını her şeyin üstünde tutmaya başlamışız demektir.

İnşallah bir gün “Biz” oluruz…

 

MAKALE YORUMLARI
Sizde Yorum Ekleyin
Ahmet DÖKDÖK
Ahmet DÖKDÖK
Marko Paşa
antalyasesgazetesi@gmail.com
POPÜLER
SÜPERLİG PUAN DURUMU