Kararsızlar kararlandı

 

Seçim havası ülke genelini sarmış durumda.

Bir tarafta Millet ittifakı, bir tarafta Cumhur ittifakı.

Cumhurbaşkanlığı seçimi her şeyin önünde.

Ne var ki parlamentonun şekillenmesi de demokrasi açısından önem taşıyor.

Cumhurbaşkanı bir partiden parlamento başka bir partiden olur ise başkanlık sistemi açısından da parlamenter sistem açısından da zor bir süreç yaratacaktır.

Aslında siyaset şekillenmiş durumda.

Seçmen, olumlu noktada adayını üç aşağı beş yukarı belirledi.

Kafalar şekillendi.

Kim kime oy verecek netleşiyor.

Ortada halen bir kararsız kesim var.

Bu kesim bana göre olumlu gelişmeler ışığında kafasındaki oy verecek ismi ve partiyi de şekillendirdi.

Ne var ki bu sayıları küçümsenmeyecek orandaki kararsızlar, bundan sonraki süreçte, partilerdeki olumsuzluktan etkilenecek yapıdadır.

Örneğin A partisine oy vermeyi planlayan bir kararsız, bu partideki olumlu noktalardan daha fazla etkilenip de şaha kalkmayacaktır. Ancak bu parti ve adayla ilgili olumsuzluktan etkilenip cephe değiştirecektir.

 

------Olumsuzluk fonksiyonu

Siyaset aslında bir sanattır.

Hazmedebilme, içine sindirebilmek gerekir bazı gelişmeleri.

Olunca iyi olmayınca düşman olursanız siz siyasetçi olamazsınız.

Örneğin Antalya’da partilerden aday olmak isteyip de sıralamaya konmayanlar veya gerilerde sıra alanların bir çoğu canla başla partisi için çalışmaktadır.

Ancak bazılarına bakıyorsunuz, partisine küsmüş.

Çalışmıyor.

Ama zarar da vermiyor.

Bazılarına bakıyorsunuz, hem partisine küsmüş, hem de partisine zarar vermek için elinden geleni yapıyor.

Örneğin CHP’de Deniz Baykal’ın sıraya konmasını içine sindiremeyenler var.

Olabilir.

Baykal’ı sevmiyor da olabilirsiniz.

Ancak bu seçim acaba Baykal’ın var olup yok olma seçimimidir?

Sen partin için mi çalışıyorsun, yoksa Baykal’ın seçilmesi için mi?

Bu ayrımı iyi yapmak gerekir.

Değilse Baykal birinci sıraya kondu diye CHP’ye veryansın etmek, bir dönem milletvekili mertebesine ulaştırmış, unvan ve ekonomik gelecek hazırlamış olan partine bağlılığın bu kadar mı pamuk ipliğine bağlıdır.

Bu kadar mı çıkarcısın.

Sadece CHP’de mi? Ak Parti’de de var, İyi Parti’de de, MHP’de de bunlardan çok. İstediği olmayınca kızmış, partisine küsmüş, el altından partisi aleyhine çalışıyorlar.

Partisi kazanmasa, kendisinin kazanacağını düşünüyor: Bak işte beni aday yapmazsanız böyle rezil olursunuz diyecek ve kendini rahatlatacak.

Oysa o parti ona kimlik kazandırmış, itibarını artırmış, umut olmuş.

Partisi kazanamayınca kendisinin de yok olup gideceğini aklına bile getirmiyor.

Ülke çıkarını ise hiç mi hiç düşünmüyor.

Ben yoksam her yer yansın davranışı içinde.

İşte kararsız seçmen bu olumsuzluklardan etkilenecek durumda. Yüz tane olumlu gelişme olsa kararsızların verdiği karar değişmez. Ama bir olumsuzluk, kararsızı alıp başka bir partiye, başka bir adaya sürükleyip götürecektir.

Bu süreç olumluyu koruma, olumsuzluktan kaçınma sürecidir.

Kim olumsuzluk yumağının içine çekilirse o aday da, parti de kaybeden taraf olacaktır.

MAKALE YORUMLARI
Sizde Yorum Ekleyin
Ahmet DÖKDÖK
Ahmet DÖKDÖK
Marko Paşa
antalyasesgazetesi@gmail.com
POPÜLER
SÜPERLİG PUAN DURUMU