Biri onu durdursun!

Siyasetle iç içe yıllarımız geçti.

Gazeteci olarak siyasetçiye ve siyasi haberlere ilgi duydum ama bugüne kadar siyasetçi olmaya asla ilgi duymadım.

Siyasetçi olmanın kötü olduğu anlaşılmasın.

Benim işim gazetecilik olduğu için siyasete ilgi duymadım.

Yıllar önce sanıyorum 1999’du.

DYP adına Büyükşehir’e Hasan Subaşı, Muratpaşa ’ya Abdurrahman Fırtına, Kepez’e İsa Akdemir aday yapılmıştı.

Abdurrahman Fırtına’yı tanır mısınız bilmem ama adam gibi adamdır.

Uzun boylu, cüsseli, taşı sıksa suyunu çıkaracak, yakışıklı bir Antalyalıdır.

Ve Mühendistir.

Abdurrahman Fırtına o dönemde ismiyle çok öne çıkmayı başarmıştı.

İnsanlar kazanır diyordu.

Bir gün ETV’de canlı tartışma programı vardı.

Bütün siyasiler katıldı.

Büyükşehir adına Hasan Subaşı ve Bekir Kumbul, DYP adına Abdurrahman Fırtına, DSP adına Süleyman Evcilmen ve diğer bazı adaylar katılmıştı programa.

Konuşmalar başladı, sıra Abdurrahman Fırtına’ya geldiğinde o koca dev cüssesine, yakışıklılığına, güzel giyimine ve mühendisliğine hayran olanları şaşırtan bir üslupla konuşmaya başlayınca bir anda izleyici “Abdurrahman Fırtına bu muymuş?” diye düşünmeye başladı.

Aslında konuşma dolu doluydu.

Ama üslup ve ses tonu cüsseyi aşağıya çekmişti.

Ve bu durum mühendisliğinin bile önüne geçti.

Ve Fırtına o seçimi kaybetti.

Biri Abdurrahman Fırtına’ya hiç TV programlarına katılma, seçimi kesin kazanıyorsun demiş olsaydı, Fırtına belki halen Muratpaşa Belediye Başkanı idi.

Çünkü insani yönü her şeyin üstünde olan bir kişilik.

İyi bir işadamı, iyi bir mühendisti.

İyi bir Antalyalıydı.

İyi bir aile babasıydı.

İyi bir dost kişilikti.

Ne var ki TV programındaki konuşması bunların hepsini ikinci plana itmişti.

Dün FOX TV’de Millet İttifakı’nın Büyükşehir Adayı Muhittin Böcek’i izlerken aynı duygu ve düşünceleri yaşadım.

Konuşmanın yüzde 99’u Böcek’in yaşamından kesitler ve mal varlığının öne çıkmasıydı.

Sorulan birçok siyasi soruyu, proje sorularını, başka anlatımlarla geçiştirdi.

Doyurucu hiç değildi.

Ve dün birçok dostum aynı şeyi söyledi bana.

İşte bundan dolayı Böcek’in çevresini saranlara diyorum ki, “Biri Sayın Muhittin Böcek’i TV ekranından uzak tutsun. Ya da 15 dakikadan fazla ekrana çıkması yasaklansın. Değilse o insanı cezbeden TV ekranı seçimde olumsuz etki yaratacak gibi görünüyor…”

Benimki dostça bir uyarı…