Ben şimdi ne içeceğim?

Bazı demeçler vardır tedirginlik yaratır.

Bazı demeçler korkutur.

“Antalya’nın suyunda arsenik var” diye bir açıklama yapıldı.

Şimdi konuyu kendi açımdan değerlendiriyorum.

Ben bu güne kadar hiç damacana suyu içmedim.

Yani evimde.

Biz yıllardır çeşme suyu içeriz.

Paralı suyu almayız.

Hem imkanımız elvermediği için hem de ASAT’ın denetiminde olan çeşme suyunun daha sağlıklı olduğunu düşündüğümüz için.

Bugüne kadar sudan kaynaklanan bir rahatsızlık yaşamadık.

Şimdi diyorlar ki, “Antalya’nın suyuna arsenik karışıyor…”

Yahu bu gerçek ise, evlinizde yeterli belge varsa neden Sağlık Bakanlığı’na ve dünya Sağlık Örgütü’ne, İnsan Hakları Komisyonu’na başvurmuyorsunuz?

Yani böyle bir açıklama yaparak Ak Parti’yi ve Menderes Türel’i zarara uğratacağınızı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.

Bizleri tedirgin etmekten başka bir işe yaramıyor bu iddialar.

Büyükşehir Başkanı Menderes Türel, bu eleştiriyi çok sert yanıtladı.

İddiayı bir tıp doktoru CHP Milletvekili ortaya atıyor.

Türel diyor ki, “Tam turizmi haline yoluna koyacağız diyoruz, turisti kaçıracak açıklamalar yapılıyor. Belki turist gelmezse CHP sevinecek ama ben üzülürüm…”

Sadece Türel mi üzülür?

Turizmci üzülür, turizmden ekmek yiyen üzülür, ekmek yiyenden ekmek parası kazanan üzülür, en önemlisi halk üzülür.

Bir de bunun üstüne sağlık tedirginliğini koyun. Zararın boyutu nerelere çıkar?

Şimdi ben ne içeceğim?

Hani ekmek bulamıyorsanız pasta yiyin diyen bir zihniyet vardır ya, bu da ona benziyor, çeşme suyunu içemiyorsan, paralı suç iç.

Olur canım, parasını sen mi vereceksin?

Böyle bir açıklamanın bir tek faydası olur, o da su satıcılarına.

Halka faydası olmaz, zararı olur.

Tekrarlıyorum, elinizde böyle bir belge varsa, bu konuda başvuracağınız o kadar çok yaptırımcı kuruluş var ki.

Yoksa da bizleri tedirgin etmeyin, sizden başka bir şey istemiyoruz…