Anarşist Başkan!

Gençliğimizde eylemci gençlere anarşist derlerdi.

Bu zamanla bir tabire dönüştü.

Aykırı bir şey yapıldığında büyükler, “Anarşistlik yapma” diye mecazi anlamda uyarırlardı.

Anarşistin kelime anlamı kötü ama mecazi anlamda bizim Türkçemizde yerini almış bir kelime.

Evet bir belediye başkanı çıkmış, anarşistlik yapıyor.

Ya nasıl bir cesaret?

Hem de tutuklanma riski doğuracak hareketler!

Kötü örnek olacak hareketler.

Aman Antalya Belediye Başkanlarımıza diyorum ki, “Uymayın bu adama sakın haaaa!”

Adam seçimi kazanır kazanmaz anarşist kararlar alıyor.

Efendim makam aracı kullanmayacakmış!

Yahu sen kim oluyorsun da bu kararı alıyorsun?

Makam aracı kullanacaksın, peşine 5 araba koruma takacaksın, onun peşine 5 araba da bürokratların takılacak, konvoy yapacaksın ki, başkan olduğun belli olsun.

Makam aracını sadece resmi törenlerde kullanacakmış.

Vay başkana bak sen!

Makam aracının şoförünü de başka hizmete verecekmiş. Belediye hizmetine.

Bu da yetmiyormuş gibi yatı satmaya kalkmış.

Yahu sen yatı satarsan, denizde nasıl balığa çıkacaksın?

Nasıl gününü gün edeceksin?

Şöyle Türkiye’yi bir gez. Hangi belediye başkanı ne yapıyor, makam aracıyla nerelere gidiyor, nasıl gününü gün ediyor, başkanlığın tadını nasıl çıkarıyor, nasıl hava atıyor, daha hiçbir iş yapmadan nasıl personel kırımı yapacağının toplantısını yapıyor, daha bismillah demeden nasıl hinlikler düşünüyor?

Bi öğren önce.

Sonra çık, “Makam aracını resmi toplantılar dışında kullanmayacağım, şoförünü de belediyede başka bir birime gönderip halka hizmet ettireceğim, yatı da satıp halkın hizmeti için harcayacağım, her şeyimiz şeffaf olacak. Halkım her kuruşun nereye harcandığını bilecek” dersin.

Ama önce bir başkanlığı tat, zevkine var, acele etme.

Evet, Kepez Belediyesi’nin başkanı böyle bir karar alıyor.

Çanakkale’nin merkez ilçesi Kepez’in CHP’li Belediye Başkanı Birol Aslan, her türlü lüksü, tasarruf amacıyla bırakacağını açıklamış.

Ve her kuruşun hesabını halkına vereceğini söylüyor.

Alkışlamamak elde değil.

Türkiye’nin duyarlı insanları mı çoğalmaya başladı?

Tunceli’ye Komünist Partisi’nden Fatih Mehmet Maçoğlu çıkıyor, “Makama bisikletle gidip geleceğim” diyor. Halkı için çalışacağını söylüyor.

İstanbul Belediyesi’ni kazanan CHP’li Ekrem İmamoğlu, “Herkesi kucaklayan başkan olacağım” diyor. Kimseyi ötekileştirmeyeceğini söylüyor. Çok yumuşak bir üslup kullanıyor.

Beyler yakında başımıza taş düşecek.

Belediye başkanı böyle olmaz.

Ulaşılmaz olacaksınız, çevrenizi yağcılar saracak, çevrenizde “Seni biz seçtirdik aman bizi unutma ha..” mesajları veren tipler çoğalacak, yanınıza kimseyi yaklaştırmayacaklar, ötekileştirme hareketinin öncüleri olacaklar, bir şeyler koparmanın derdine düşecekler, herkese saldırarak size kendilerini gösterecekler, ihale almak isteyenler saracak etrafınızı, yatlar, katlar hediye edecek tipler türeyecek yakınınızda…

Belediye başkanlığı böyle olur.

Halk, hukuk, tüyü bitmedik, şeffaflık…

Böyle başkanlık olmaz.

Bunları çoğalmadan toplumdan uzaklaştırmak gerek…