‘Tarımı öldürdüler’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin tarımdan koparıldığını söyleyerek, “Türkiye üretemediği zaman ithal ediyor. Yunanistan çiftçisi, Almanya, Hollanda bunlar kazanıyor. Onlar üretiyor, biz onlara para veriyoruz” dedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘yabancı turist’ açıklamasına da değinen Kılıçdaroğlu, “Sen Türkiye'deki hal esnafını terörist ilan ettin; Alman'dan, Fransız'dan, Japon'dan ne istiyorsun kardeşim? Şimdi onlar 'Türkiye'ye gitmeyin' diye propaganda yapıyor” diye tepki gösterdi
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya'nın Konyaaltı İlçesi’ndeki Nazım Hikmet Kültür Merkezi'nde, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Toplantıya Millet İttifakı'nın Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Muhittin Böcek, CHP ve İYİ Parti'nin il başkanları, milletvekilleri, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Konyaaltı Belediye Başkan Adayı Semih Esen, Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül ve sivil toplum kuruluşlarının birçok temsilcisi katıldı. Kılıçdaroğlu, Böcek’in Konyaaltı için çok şey yaptığını belirterek sıranın Antalya’ya geldiğini söyledi.
Böcek için sıra Antalya’da
Toplantıda konuşan CHP lideri Kılıçdaroğlu, Antalya'nın, dünyanın en güzel ve kendi içinde mucizeleri barındıran kent olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, "Böyle bir kentte büyükşehir belediye başkanıysanız size ek sorumluluklar getirir. Antalya'yı çok daha kitlelere tanıtacaksınız. Bir film festivalini dahi yapamaz ya da sınırlayan bir konumda olan bir belediye başkanından o festivali uluslararası alanlara kültürü, tarihiyle birlikte taşıyacak başka bir vizyona taşıyacaksınız. O zaman biz de 'Evet, Antalya'nın büyükşehir belediye başkanı, Antalya'yı bir dünya markası yapma yönünde kararlı adımlarla ilerliyor' diyeceğiz" diye konuştu.
‘Çiftçinin kazanması, üretmesi lazım’
“Antalya turizm, tarih ve üniversite kenti olmanın yanı sıra tarım kentidir” diyen Kılıçdaroğlu, "Binlerce insan üretiyor ve binlerce insan binlerce turistin karnını doyuruyor. Sabah kahvaltıları, öğle ve akşam yemeklerinde tarımda üretilen her şey. Bir anlamda turizme tüketim olarak katkı veriyor. Burada üretilenler başka ülkelere gidiyor. Çiftçinin kazanması, üretmesi lazım. Ama Türkiye, tarım alanında özellikle üretimden büyük ölçüde koparıldı. Diyeceksiniz ki 'Nereden çıkardınız?' Türkiye tarımdan koparıldı. 2018'de Yunanistan'dan 115 milyon dolarlık pamuk ithal ettik. Bir dönem Antalya pamukta çok önemliydi. 28 milyon dolarlık buğday ithal ettik. 13 milyon dolarlık tütün ithal ettik. Tütünde bir dünya markası olan Türkiye, bazı yabancı firmaların tütün kutuları üzerinde 'Türk tütünü vardır' ifadesinin yer aldığı bir Türkiye'den söz ediyorum. Üstelik bizim tarımsal alan büyüklüğümüz Yunanistan'ın 10 katı; pamuk, tütün ve buğday ithal ediyorsunuz" açıklamasını yaparak, herkesin Antalya’ya karşı sorumlu olduğunu dile getirdi.
‘Onlar üretiyor, biz para veriyoruz’
Son 8 yılda hayvan üreticilerinin cezalandırıldığını savunan Kılıçdaroğlu, “Yurt dışına son 8 yılda 7,5 milyar dolar para ödedik. 7,5 milyar doları acaba kendi çiftçimize desek ne olurdu? Emin olun, bırakın, Türkiye'yi Orta Doğu'yu beslerdik" dedi. CHP lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Gübreye, ilaca, suya, elektriğe, doğal gaza zam geldi. Bastırıyorlar. Bütün bu zamları sindir sen ucuza sat. Nasıl satacak? Zarar ediyor. Zarar eden insan satar mı? Satmaz. Peki üretmediği zaman ne oluyor Türkiye? İthal ediyor. Kim kazanıyor? Yunanistan çiftçisi, Almanya, Hollanda, Fransa, Arjantin, Kanada, Rusya bunlar kazanıyor. Onlar üretiyor, biz onlara para veriyoruz, getiriyoruz ve tüketiyoruz. Oysa Antalya, aynı zamanda görkemli bir tarım merkezi. Her türlü bitkiyi ekmek, üretmek, herkesin kazanabileceği bir ortamı yaratmak mümkün."
Bakan Soylu’ya ‘terörist’ göndermesi
Türkiye'nin dünyaya açık bir ülke olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: "Şu akla, mantığa bakın. Yurt dışından gelen turistler de öyle anlaşılıyor ki terörist olacak. Efendim orada bilmem ne toplantılarına katılıyorlarmış. 'O turistler buraya geldiğinde biz yaka paça onları yakalayacağız; buyursunlar, gelsinler, doğrudan çıkaracağız, karakola götüreceğiz'. Akla mantığa bakın Allah aşkına? Almanya, Fransa, İngiltere, Amerika'daki toplantılara kimler katıldı, kimler katılmadı; buradan gidip, onu tespit edeceklermiş. Eğer o toplantılara katılan yabancı birisi varsa buraya geldiği zaman hemen yakalayıp, karakola götürecekler. Memlekete hizmet edecekler. Sen kardeşim, barışı, beraber, birlikte yaşamayı, hoşgörüyü ne zamandan beri unuttun? Elin adamından sana ne? Hadi sen Türkiye'deki hal esnafını terörist ilan ettin; Alman'dan, Fransız'dan, ABD'liden, Japon'dan ne istiyorsun kardeşim? Şimdi onlar 'Türkiye'ye gitmeyin' diye propaganda yapıyor. Oysa Türkiye, bütün dünyaya açıktır. Hoşgörünün, birlikte yaşamanın egemen olduğu bir ülkedir Türkiye. Bunun en güzel örneği Antalya'dır. 80 ilden insanlar Antalya'ya geliyor. Kavga mı, geçimsizlik mi var? Hayır."
‘Sizden iki isteğim var’
Belediye başkanlarından iki şey istediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Seçildiğiniz andan itibaren her bölgeyi kucaklayacağız. Herkese hizmeti eşit götüreceksiniz. Bir mahalle yoksulsa oraya pozitif ayrımcılık yapacaksınız. İsteğim bu. Böylece bir kentte yaşayan insanların, huzur içinde yaşamasını sağlayacaksınız. Fakir, yoksul ayrımı Antalya gibi bir yerde olmamalı. Antalya’da çocuklar yatağa aç girmemeli. Bunun alt yapısını oluşturmak mümkündür. Bunları yaparken, kişinin yoksulluğunu asla teşhir etmeyeceksiniz. İkincisi ise, yaptığınız harcamaların hesabını millete vereceksiniz. Neyi kaça yaptınız, kimlerle yaptınız hesap vereceksiniz. Hesabınız şeffaf olacak. Para halkın parası. Milletin parasını millet için harcayacaksınız. Hesabını da millete vereceksiniz. Bunlar yapıldığı zaman demokrasi güçlenecek. Halka hesap vermenin önemli olduğu anlaşılacak. Demokrasinin çıkış noktası vergi nereye harcanıyor demeyle başlar. Bunu soruyorsanız o ülkede demokrasi vardır. Vatandaş da bilmiş olsun" sözlerini aktardı. DİLAN ERAY