Soma’yı unutturmamak hepimizin görevi

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türkiye Tabipler Birliği (TTB) Soma katliamının 5’inci yılında, Attalos Heykeli önünde basın açıklaması yaptı. Yapılan açıklamaya birçok üye ve vatandaş katıldı. Ölenler için saygı duruşunda duran grup ardından basın açıklamasını dinledi ve sık sık, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”, “Somayı unutma unutturma”, “Soma cinayettir” sloganları atıldı. Alınan yoğun güvenlik önlemleri, çevik kuvvet ve tomalar dikkat çekti.
‘Ülke göçük altında’
5 yıl önce, 2014 yılı Mayıs ayında Manisa’nın Soma İlçesi’nde 301 maden işçisinin hayatını kaybettiğini, bu süre zarfında acıların hafiflemesi bir yana, yaraları daha da kanatan gelişmeler yaşandığını belirten Küçük, “Bilindiği gibi, madenin patronu Can Gürkan ölümünden sorumlu olduğu her işçi için yaklaşık 5 gün hapis yatmasının ardından geçtiğimiz ay tahliye oldu. Böylece 301 maden işçisi arkadaşımızın ardından adalet de göçük altında kaldı. İşçinin emeğinin olduğu kadar yaşamının da ucuz olduğu bu düzende, insanlık bir kez daha göçük altında kalmış oldu. Bu göçük ülkeyi yönetenlerin eseri olan hukuki bir göçüktür, politik bir göçüktür, ekonomik bir göçüktür, ahlaki bir göçüktür. Ülkemizde hukukun çöküşü Soma davasıyla birkez daha gözler önüne serilmiştir. Davayı Soma’dan kaçıran, katliamda sorumluluğu bulunanları yargılama konusu yapmayan, maden patronu ve yöneticilerini ‘olası kasıt’ üzerinden değil, ‘bilinçli taksir’ ile cezalandırarak adeta ödüllendiren yargı sistemı, bir işçi için, 5 gün hapis yatmayı yeterli görmüş; ülkemizde hukukun geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne sermiştir” şeklinde konuştu.
Göz göre göre öldüler
“Bugün içinde bulunduğumuz ekonomik göçükten çıkış için insanı, emeği, doğayı ve yaşamı değil, kanı, gözyaşını, betonu ve yıkımı güvence altına alan bir yol tercih edilmektedir” diyen Küçük, “Bu korkunç tercih, 301 işçinin ölümüne sebep olan maden patronuna yeniden maden işletme hakkı vererek bir kez daha ilan edilmiştir. Demokrasi isteyenlerin, basın özgürlüğüne sahip çıkanların, yaşamı savunanların, barış talep edenlerin, iktidarı eleştirenlerin hapishanelere doldurulduğu bir ülkede, 301 kişiyi göz göre göre ölüme yollayanların serbest olması, dibi görünmeyen derinlikte bir ahlaki göçüktür. Gerekli işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerini bilerek ve isteyerek almamak hata değil, kasıttır. 301 işçi kardeşimiz göz göre göre gelen bir katliam sonucu hayatını kaybetmiştir. Karşımızda insan hayatına karşı büyük bir tehdit haline gelmiş; hukuki, politik, ekonomik ve ahlaki olarak göçmüş bir düzen vardır. Soma katliamını unutmamak unutturmamak hepimizin görevidir. Soma’nın hesabını er ya da geç soracağız” diyerek insanca yaşanılan günlerin, elbet bir gün görüleceğini belirtti. DİLAN ERAY