Soğandan sonra et krizi kapıda

ATB’nin Şubat ayı meclisinde et fiyatlarında Nisan, Mayıs aylarında büyük bir patlama olacağı ve bu yüzden et ithali yapılacağı belirtildi. Başkan Ali Çandır da, Ocak ayı karşılıksız çek ve protesto edilen senet büyümesinde, Antalya’da Türkiye ortalamasının üzerinde bir gerçekleşme yaşandığını söyledi.
Antalya Ticaret Borsası (ATB) Şubat ayı olağan meclisi, Meclis Başkan Vekili Abdullah İnan başkanlığında Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çandır, yönetim kurulu ve meclis üyelerinin katılımıyla yapıldı. Tarım sektöründeki sorunların dile getirildiği toplantıda, daha önce soğanda bir kriz yaşanacağını öngören ve öngörüleri doğru çıkan ATB’de önümüzdeki günlerde et fiyatlarında da patlama olacağı uyarısında bulunuldu.
Ekonomideki bozulmalar
Başkan Çandır, ekonomide Kasım ayından bu yana, geçen yılın aynı dönemine göre ele alındığında bozulmalar olduğunu belirterek, “Özellikle ekonomik güven, satın alma ve üretim endekslerinde, kredi, istihdam ve dış ticaret büyümesinde, başta konut, beyaz eşya ve otomobil satışları olmak üzere mal ve hizmet ticaretindeki daralmada bu gidişatı görmekteyiz. Anlaşılan o ki 2018 yılı, 3. çeyreğinden itibaren 2-3 çeyreklik dönemde ciddi bir büyüme sorunumuz olacaktır. Hükümetimiz de bu tespiti yaptığı için yılbaşından itibaren daralan bir ekonomiden çıkışı sağlayacağını düşündüğü ilave tedbirleri uygulamaya başlamıştır. Bu tedbirlerin beklenen sonuçları yılın 2. yarısından itibaren göstermeye başlamasını temenni etmekteyim” dedi.
‘Sürdürülebilir büyüme’ vurgusu
“Bizim sürdürülebilir büyümeye şiddetle ihtiyacımız bulunmaktadır” diyen Çandır, “Özellikle küresel ticaretin ve ekonominin sınırlandırılmaya çalışıldığı, adına ticaret savaşları dedikleri ticareti engelleyici politikaların arttırıldığı bir ortamda sürdürülebilir büyümemizi sağlamak her zamankinden daha zor olacaktır. Ancak zorluk var diye büyüme çabamızdan vazgeçmemiz de mümkün değildir. Çünkü biliyoruz ki büyümek demek daha çok üretim, daha fazla istihdam, daha fazla iş ve aş demektedir. Bu uğurda yılmadan ve enseyi karartmadan kararlılıkla çalışmalıyız” açıklamasını yaptı.
Dış ticaret olumlu geçmedi
2018 yılı dış ticaretinin kentimiz ve ülkemiz bakımından olumlu geçmesine rağmen istenilen ölçülerde olmadığını söyleyen Çandır, “Sektörümüz tarım ve hayvancılık açısından 2018 yılı dış ticaret performansımızı incelediğimizde ülkemiz ihracatı yüzde 5 artarken kentimizin ihracatı yüzde 9 artmıştır. İthalatta ise ülkemiz genelinde yüzde 3 artış görülürken kentimizde herhangi bir artış yaşanmamıştır. Buradan görmekteyiz ki 2018 yılında tarım ve hayvancılık dış ticaretindeki performansımız ülkemiz genel performansından daha iyi gerçekleşmiştir. Ancak 2019 yılı Ocak ayı genel ihracat rakamlarına baktığımızda, Antalya olarak iyi bir başlangıç yapamadık. Antalya vergi dairelerine kayıtlı bulunan firmalarımızın genel ihracatı yüzde eksi 8 azalmıştır. Yani yüzde 5 artış görülen Türkiye genelinden geride kalmıştır. Kentimiz öncü sektörü olan yaş meyve sebze ihracatındaki performansımız ise yüzde eksi 12’ye rağmen bizde aynı düzeyde kalmıştır” sözlerini aktardı.
Karşılıksız çek ve senetlerde artış
2018 yılındaki kredi büyümeleri böyle gelişirken karşılıksız çek ve protesto edilen senetlerde ciddi boyutta bozulmalar görüldüğünü açıklayan Çandır, “Özellikle tutarlarında ortalamanın üzerinde artışlar söz konusu olmuştur. Ülkemiz genelindeki karşılıksız çek tutarında yüzde 72’lik kentimizde ise yüzde 45’lik artış yaşanmıştır. Protesto edilen senet tutarında ise ülkemiz genelinde yüzde 49’luk artış görülürken kentimizde yüzde 21’lik artış gerçekleşmiştir. 2019 yılı Ocak ayı itibariyle ise bu bozulmanın boyutları biraz daha artmıştır. Karşılıksız çek tutarı, Türkiye’de yüzde 93, Antalya’da ise yüzde 136 artmıştır” dedi.
Türkiye ortalamasının üzerinde
Protesto edilen senetlerin tutarı ise dengesizliklerin olduğunu belirten Çandır, “Ülkemizde yüzde 82, kentimizde ise yüzde 75 artmıştır. Görüldüğü gibi Ocak ayı karşılıksız çek ve protesto edilen senet büyümesinde, Türkiye ortalamasının üzerinde bir gerçekleşme yaşıyoruz. Yaşadığımız bu bozulma, Antalya iş dünyasının genel karakteristiğine son derece terstir. Bu bozulmanın nedenini ise ancak içinde bulunduğumuz aşırı zor koşullarla açıklayabilmekteyiz” sözlerine dikkat çekti.
‘Üretici varlığını korumakta zorlanıyor’
“Ekonomik göstergelerdeki bozulmaların kaynağında döviz fiyatlarındaki ve ona bağlı fiyat hareketlerindeki bozulmalar yatmaktadır” diyen Başkan Çandır, “Son birkaç aydır döviz fiyatlarında belirli bir istikrar sağlanmış olsa da aşırı oynak dönemin artçı etkileri fiyatlar genel seviyesi üzerinde hala ciddi baskılar yaratmaktadır. Bu baskının en önemli ayağı üretici fiyatları ile tüketici fiyatları arasındaki üretici fiyatları aleyhine olan aşırı açıklıktır. Yurtiçi ve yurtdışı üretici enflasyonlarının mevcut düzeyi üzerimizde dayanılması zor bir baskı yaratmaktadır. Gerek düşen alım gücü ve talebin etkisiyle gerek hala artmaya devam eden maliyet etkisiyle üretici ve girişimci kesimlerin varlığını koruması giderek zorlaşmaktadır” açıklamasını yaptı.
Üretici üretimden vazgeçiyor
Çandır, “Son dönemde gündemden hiç düşmeyen yaş meyve sebze fiyatlarındaki artışların kaynağı, mevsimsel etkilerin yanı sıra maliyetlerini karşılayamayan üretici kesimin üretim kompozisyonunu değiştirmesinden ya da üretimden vazgeçmesindendir” dedi. Çandır, “Yaş meyve sebze fiyatlarındaki aşırı artışların ya da dalgalanmaların azaltılması için sürdürülebilir ve yapısal tedbirlerin başında maliyet-fiyat ilişkisini sağlıklı hale getirmek, üretimden tüketime fire ve zayiat oranlarını düşürmek ve sektörde bütüncül bir değer zinciri yaratmak gelmektedir” sözlerinin altını çizdi.
İşverenlere destek
2019 Yılı İstihdam Seferberliği kapsamında işverenlere yönelik yeni teşvik ve desteklerin geçtiğimiz günlerde Meclis’te kabul edilerek uygulanmaya alındığını söyleyen Çandır, “ATB tarafından da ‘Burası Türkiye, Burada İş Var’ sloganıyla destek olunan kampanya kapsamında tüm işverenleri, Nisan ayı sonuna kadar sağlanan her ilave istihdamda, 3 ay boyunca prim, vergi ve ücret devlet tarafından karşılanacak. Devam eden 9 ayda ise prim ve vergiler devlet tarafından karşılanmaya devam edecektir. Yine kısa çalışma ödeneği, asgari ücret desteği, SGK primlerini düzenli ödeyen işverenlere 5 puanlık indirim, işbaşı eğitim desteği ile mesleki eğitim kurs ücret ve sigorta desteği gibi desteklerden faydalanabileceklerdir” bilgisini verdi.
Et fiyatları artacak
Tek tek insanlara dokunduğunulduğunda herkesin maaliyetlerin artmasından, işçi ücretlerin aşırı yükselmesinden ve kurların yükselmesinden şikayetçi olduğunu belirten Çandır, “Bugünler de geçecektir diye umut ediyoruz. İnşallah bundan sonra daha çok üreten ve ihracat yapan bir raya gireriz” açıklamasını yaptı. Bunun üzerine söz alan Canlı Hayvan ve Et Ticareti Meslek Komitesi'nden meclis üyesi Ata Sönmez, et fiyatlarında Nisan, Mayıs aylarında büyük bir patlama olacağını vurgulayarak, “Böyle olunca ithal ürün getirecekler. Yıllardır söylüyoruz her ithal ürün geldiğinde üretim azalıyor. Serbest piyasa ekonomisi arz ve talebin birleştiği noktadır. Arzınız eksikse ve talep fazlaysa fiyat artacaktır. Ama biz görüyoruz ki devlet piyasada bazı hamleler yapıyor. Serbest piyasa ekonomisinde, devletin müdahaleci olması kadar yanlış bir şey yok” tepkisi verdi.
‘Çaresizce insanların batışlarını izliyoruz’
Diğer bir meclis üyesi Nuri Büyükselçuk ise, kime dokunulsa herkesin mutsuz olduğunu söyleyerek, “Demek ki üreticinin bu kadar dertli olduğu sorunda bir yerde yanlış var. Bunun da temeli, arz ve talep oluşmasında dışardan ciddi müdahale var ve serbest piyasa ekonomisi kuralları uygulanmıyor. Kurdaki hareketten bu yana, benim ana müşterim olan fırıncılık sektörünün, bütün girdileri yüzde 50-60 arttı. Fakat gelip deniliyor ki, enflasyon yükselmesin diye fedakarlık yapın, ekmeğe zam yapmayın. Tamamen serbest piyasa ekonomisine aykırı. Benim mal sattığım insanlar zarar ediyorlar. Elimizden geldiği kadar idare ediyoruz. Ama çaresizce insanların batışlarını izliyoruz” sözlerinin altını çizdi.
‘Kurallar uygulanmıyor’
Diğer bir sektör olan süt yem sektörü hakkında da bilgi veren Büyükselçuk, “Şu anda Ulusal Süt Konseyi’nin belirlediği fiyat 1.70 ama 1.40’a kadar süt satılıyor. İnsanlar parasını alamamasına rağmen mal satıyor, çünkü çaresizler. Üretici maalesef örgütsüz ve güçsüz. Karşısında çok güçlü yapılar var. Daha sonra süt firmaları sütünü bana veriyorsan, yemi benden almak zorundasın diye baskı yapıyorlar. Sütün acilen satılması gerektiği için süt üreticisinin pazarlık yapma şansı yok. Karşı taraf da bunun bilincinde” diyerek asıl sorunun haksız rekabet olduğunu ve serbest piyasa ekonomisi kurallarının işlenmemesi olduğunu belirtti. DİLAN ERAY