‘Köklü değişime ihtiyaç var’

‘Köklü değişime ihtiyaç var’

 

Eğitim-Sen, 2018-2019 eğitim-öğretim yılı değerlendirme toplantısı gerçekleştirdi. Konu ile ilgili konuşan Eğitim Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, “Derslik, okul, öğretmen açıklarından eğitimin genel bütçe içindeki payına kadar, eğitimin hemen her alanında köklü bir değişime gereksinim var” dedi

 

2018-2019 eğitim-öğretim yılının bitmesinin ardından Eğitim Sen, Türkiye genelinde eş zamanlı olarak değerlendirme toplantısı yaptı. Eğitim-Sen Antalya Şubesi’nin şube binasında gerçekleştirdiği toplantıya Şube Başkanı Kadir Öztürk, Şube Sekreteri Mustafa Vakit, Mali Sekreter Durdu Avcı, Hukuk Sekreteri Çiğdem Altındaş Peker katıldı.

 

‘Eğitim daha piyasacı ve inanç merkezli’

 

Şube Başkanı Öztürk, “Türkiye’de eğitim sistemi, uzun süredir ciddi yapısal sorunlarla karşı karşıya bırakılırken eğitimin temel sorunlarına yönelik çözümsüzlük politikaları 2018-2019 eğitim öğretim yılı boyunca yapılan düzenlemeler, sistem değişiklikleri ve fiili uygulamalarla sürdürüldü. Vizyon Belgesi kapsamında eğitim sisteminin bütün kademelerinin daha piyasacı ve inanç merkezli olarak yeniden yapılandırılması, öğretmenlik meslek kanunu üzerinden öğretmenlik mesleğinin rekabet ve performans ekseninde iyice itibarsızlaştırılması, okul yöneticiliğinin işletmeci bir anlayışla profesyonelleştirilmesi, son olarak ortaöğretim sisteminde yapılan değişiklikler 2018-2019 eğitim öğretim yılında öne çıkan tartışma başlıklarını oldu” diyerek bugün eğitim sisteminin toplumsal cinsiyet eşitliğinden oldukça uzak ve giderek dinsel içerikler kazanan muhafazakar egemen ideolojinin yoğun baskısı ve denetimi altında olduğunu ifade etti.

 

‘Çocuklar eğitim hakkından eşit yaralanmıyor’

 

Eğitimde yaşanan sorunların görmezden gelinmesine rağmen, eğitim sorunlarının halkın temel gündemini oluşturduğunu belirten Öztürk, “Çocuklar eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamıyor ve çocuk yaşta evlenmenin önüne geçen adımlar atılmıyor. Yoksul, emekçi ailelerin çocukları başta olmak üzere; kız çocukları, kırsal kesimde yaşayan çocukla; eğitim hakkından eşit koşullarda ve parasız olarak yararlanamamakta. Bölgesel, cinsel, sınıfsal eşitsizlikler, anadilinde eğitim gibi en temel sorunları iktidar çözmek bir yana daha da derinleştirdi” dedi.

 

 92 bin ücretli öğretmen

 

Öztürk, “15 Temmuz 2016 sonrasında tek bir kadrolu öğretmen ataması yapılmazken, Nisan 2019 itibariyle MEB bünyesinde görev yapan sözleşmeli öğretmen sayısı 83 bin 366, ücretli öğretmen sayısı ise 92 bindir. MEB, öğretmen atamalarına mülakat kriteri getirerek öğretmen atamalarında siyasi torpil ve kayırmacılığı ön plana çıkarmış, KPSS’de birinci olan ya da dereceye giren çok sayıda öğretmen adayı mülakat komisyonları tarafından haksız şekillerde elendi” diyerek 17 yıl içinde KPSS’ye giren her 100 öğretmenden sadece 16’sının öğretmen olarak atandığını, geriye kalan 84 işsiz öğretmeninse tekrar sınava hazırlandığını söyledi.

 

Öğrenci tercihi akademik eğitimden yana

 

 “MEB’in mesleki eğitim ve İmam Hatip Lisesi temelli olarak şekillendirilen okullaşma politikası öğrencilerin çoğunluğunun bu okullara gideceği veya gitmesi gerektiği ön kabulü üzerinden şekillendirilmekte. Böylece, bir taraftan sermayenin ihtiyaç duyduğu ara elemanların ucuz işgücü olarak üretim sürecine dahil olması sağlanırken, diğer taraftan imam hatipleştirme politikaları üzerinden eğitimin dinselleştirilmesi ve siyasi iktidarın politik kitle tabanının genişletilmesi yönünde adımlar atılması hedeflendi. 2018 yılında temel eğitimden ortaöğretime geçiş sürecinde öğrenciler kendilerine dayatılan meslek lisesi-imam hatip lisesi çıkmazına girmeyi reddetti. Liselere Giriş Sınavı’nda (LGS) yerleşen öğrenci oranının en yüksek olduğu lise türleri sırasıyla Anadolu Lisesi, Fen Lisesi ve Anadolu İmam Hatip Lisesi” açıklamalarında bulunan Öztürk, öğrencilerin tercihlerini büyük çoğunlukla akademik eğitim veren okullardan yana kullandığını belirtti.

 

İmam Hatip Lisesi sayısı 339’a çıkarıldı

 

“Geçtiğimiz eğitim öğretim yılı başında ortaöğretime geçişte yerel yerleştirmede en çok tercih edilen okul türü olan Anadolu liselerindeki öğrenci sayısı, imam hatip liselerini tercih etmek zorunda bırakılan öğrencilerin üç katı olmasına rağmen, imam hatip lisesi sayısı ısrarla arttırılmaktadır” diyen Öztürk, 2018 LGS’de 297 olan Anadolu İmam Hatip Lisesi sayısının 2019 LGS’de 339’a çıkarıldığını kaydetti.

 

‘Ülkedeki çeşitlilik yansıtılmıyor’

 

Bugün eğitim sisteminin, toplumsal cinsiyet eşitliğinden uzak ve giderek dinsel içerikler kazanan muhafazakar egemen ideolojinin yoğun baskısı ve denetimi altında olduğunu söyleyen Öztürk, “Toplumsal yaşamın her alanında görülen cinsiyetçilik ve cinsiyetçi uygulamaların en yoğun görüldüğü alanların başında eğitim geliyor. Eğitim programlarında ve ders kitaplarında ülkedeki etnik, dilsel, kültürel ve inanç çeşitlilik neredeyse hiç yansıtılmıyor. Türkiye’nin laik, bilimsel eğitim konusunda olduğu gibi, anadilinde eğitim konusundaki olumsuz sicili aynen devam ediyor” şeklinde konuştu.

 

 ‘Çocuk işçiliği denetiminde etkili politika yürütülmedi’

 

Türkiye’de çocuk işçiliğinin kalıcı ve toplumsal bir sorun olmayı sürdürdüğünü belirten Öztürk, 2018 yılının Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Yılı ilan edilmesine karşın çocuk işçiliğini denetleme konusunda etkili bir politika yürütülmediğini ifade etti. Öztürk, “Çocukların eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanması için hiçbir somut adım atılmazken; çocuk işçiler sorununun sürmesi, okullarda, cemaat yurtlarında ve kurslarda çocuklara yönelik cinsel istismar ve şiddet vakalarındaki artışı eğitim sisteminde yaşanan sorunlardan ayrı değerlendirmek mümkün değil” ifadelerini kullandı.

 

 Şiddeti değiştirmek için köklü değişimlere ihtiyaç var

 

Okullarda yaşanan şiddetin giderek artması, Türkiye’de eğitimin çok ciddi bir tehdit ile karşı karşıya olduğunu gösterdiğini belirten Öztürk, “MEB’in okul içinde özel güvenlik birimleri veya okul çevresine polis yığarak sorunu kolluk kuvvetleri ile çözme arayışının hiçbir işe yaramadığı bir kez daha görülürken, eğitimde şiddet sorununun çözülmesi için yapısal, kurumsal ve kültürel anlamda köklü dönüşümlere ihtiyaç olduğu görülmüştür” diyerek, okullarda ve okul önlerinde yaşanan şiddet olaylarının tırmanışa geçmesi sonucunda yüzlerce şiddet olayı meydana geldiğini, bu olaylarda çok sayıda öğrenci ve öğretmenin hayatını kaybettiğini söyledi.

 

‘Eğitim yap-boz tahtasına çevrildi’

 

“MEB, yıllardır yaptığı değişikliklerle eğitim sistemini yap-boz tahtasına çevirdi” diyen Öztürk, “Son olarak açıklanan yeni müfredat üzerinden öğrenci ve velilerin kafasını karıştırmak dışında eğitimde somut ve çözüme dayalı politikalar geliştiremedi. Okul öncesi eğitimden başlayarak eğitim yatırımlarına, ders kitaplarının hazırlanmasından eğitim yöneticilerinin belirlenmesine özen gösterilmeli” ifadelerini kullandı. DİLAN ERAY

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

AHMET DÖKDÖK
HABER YORUMLARI
Sizde Yorum Ekleyin
POPÜLER
SÜPERLİG PUAN DURUMU