Çiftçi kaçıyor, kasaplık bitiyor!

Antalya Ticaret Borsası’nın Ağustos Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda, çok ilginç konuşmalar oldu. Meclis Üyesi Muzaffer Aydoğan, kasaplık hayvan üretiminde üreticinin fiyatlardan memnun olmadığını ve kasaplık mesleğinin bitmeye doğru gittiğini savunurken, Nuri Büyükselçuk da, çiftçinin topraktan kaçtığını iddia etti.
Antalya Ticaret Borsası(ATB) Ağustos Ayı Olağan Meclisi borsa binasının toplantı salonunda gerçekleştirildi. Gündem maddelerinin okunmasının ardından Başkan Ali Çandır, konuşma yaptı. 2018 yılı itibariyle muz ithalatının 67 milyon dolara ve 100 bin ton seviyesine indiğini ifade eden Çandır, Manavgat başta olmak üzere yapılan yeni örtü altı alanların üretime geçmesiyle daha da azalacağını dile getirdi. Çandır, geçmişte nar üretiminde yaşanan ihtiyaçtan fazla üretim sıkıntılarını hatırlatarak, “Nar için defalarca uyarıda bulunmamıza rağmen bu uyarılarımız sonuçsuz kalmıştı. Muzda da aynı sorunları yaşamak istemiyorsak, öncelikle tanımlanmış standartlarda üretim konusunda bilinçlenmeliyiz” dedi.
Memnuniyetsizlik hakim
Bakanlığın anketine göre üreticilerin yaygın olarak faydalandığı Mazot-gübre desteğinde yüzde 82, Fark/prim desteğinde yüzde 71, İyi tarım uygulamaları desteğinde yüzde 55, Sertifikalı tohum desteğinde yüzde 62 ve Süt prim desteğinde ise yüzde 77 düzeyinde memnuniyetsizlik hakim olduğunu dile getiren Çandır, İktisadi Kalkınma Vakfı’nca yayınlanan Türkiye ve AB Tarım Sektöründeki Güncel Gelişmeler raporunda da benzer sonuçlar ortaya konduğunu belirtti.
‘Tarımın olması umutlandırdı’
Düzenlenecek olan 3’üncü Tarım ve Orman Şurası ile 11’inci Kalkınma Planı’ndaki tarım bölümünün kendilerini umutlandırdığına dikkat çeken Çandır, “Dileğim o dur ki, yapılacak olan tarım şurası bir taraftan katılımcı bir anlayışla sorunlara çözüm önerileri üretirken diğer taraftan da önümüzdeki dönemde küresel rekabete uyumlu bir sektör rotası belirleyebilir. Tarım sayımından arazilerinin korunmasına, sözleşmeli üretimin özendirilmesinden üretimin artırılmasına, hayvancılığın geliştirilmesinden soğuk zincir lojistik alt yapısının iyileştirilmesine, coğrafi işaretlerin desteklenmesinden üretici örgütlerinin geliştirilmesine kadar birçok hedefin yer aldığı 11’inci Kalkınma Planı kentimiz tarımını doğrudan ilgilendirmektedir. Bu başlıkların plandaki hedeflere uyumlu icraatlarla desteklenmesi en büyük beklentimizdir” diye konuştu.
‘Muz ithalatı 67 milyon dolara indi’
Sektörün son beş yıllık dönemde yatırım iştahı en yüksek alanlarından olan muz üretiminin, kent için özel bir konuma sahip olduğunu vurgulayan Ali Çandır, örtü altı muz üretiminde 2007-2013 dönemi için düşük hızda seyreden büyüme, 2014 yılından itibaren yerini hızlı ve istikrarlı bir büyümeye bıraktığını söyledi. Çandır, 2018 yılında Türkiye’nin muz üretiminin yüzde 33’ünü gerçekleştiren Antalya’nın 160 bin tonun üzerinde bir üretim yapıldığını ifade etti. Çandır, “Bu rakamın yüzde 48’i yani 78 bin tonu örtü altında üretilmiştir. Üretim artışıyla birlikte ülkemiz muz ithalatı da hızla azalmıştır. 2018 yılı itibariyle muz ithalatımız 67 milyon dolara ve 100 bin ton seviyesine inmiştir. Muz ithalatımız Manavgat başta olmak üzere yapılan yeni örtü altı alanların üretime geçmesiyle daha da azalacaktır” dedi.
‘800 bin ton muz tüketiminin 500 bini yerli olmalı’
Son yıllarda artan maliyetler nedeniyle meyveciliğe yönelen doğu ilçelerin gelişimini memnuniyetle izlemekte olduklarını ifade eden BaşkanÇandır, muzda, gerek üretim gerek çeşit seçimi konusunda bazı problemler olduğunu ve geçmişte tecrübe ettiğimiz nar örneğine benzeyen bir yolda ilerlediğini gördüklerini söyledi. Çandır, “Nar için defalarca uyarılarda bulunmamıza rağmen bu uyarılarımız sonuçsuz kalmıştı. Muzda da aynı sorunları yaşamak istemiyorsak, öncelikle tanımlanmış standartlarda üretim konusunda bilinçlenmeliyiz. Eğer muzdaki stratejimiz yurtiçi tüketimi karşılayacak bir yerli üretimse arz kapasitemizi buna göre belirlemeliyiz. Stratejimiz küresel rekabete uyumlu yani ihracat potansiyeline sahip bir üretimse o takdirde arz kapasitemizi bu projeksiyona göre belirlemeliyiz. 800 bin ton civarında olan muz tüketimimizin mevcut durumda 500 bin tonunu yerli üretimle karşılamaktayız. Son 5 yıldaki büyüme hızımızı düşünürsek 2-3 yıl gibi kısa bir süre içerisinde tüketimin büyük bir bölümünü yerli üretimle karşılayabileceğiz. Bu üretimin kalite ve çeşit standartları ile maliyet performansı, iç tüketim ve ihracat potansiyelimizi ortaya çıkaracaktır. Yüksek gümrük duvarlarıyla korunmakta olan muzun geleceği ise sözünü ettiğim standartlar ve rekabet gücüne bağlı olacaktır” şeklinde konuştu.
YÖREX 23-27 Ekim’de
YÖREX’in 23-27 Ekim tarihlerinde ANFAŞ’ta gerçekleştireceğini hatırlatan Çandır, daha gelişmiş ve yayılmış 5 günü birlikte yaşayacaklarını ifade etti. Çandır, 81 ilin fuarda yer alması ve daha fazla ürünün tüketicilerle buluşturulması için yoğun çaba sarf ettiklerini de dile getirdi.
Hasat zamanı ithal
Tarımdan ciddi anlamda kaçış olduğunu belirten Meclis Üyesi Nuri Büyükselçuk, “Bu da sanayicileri mecburen dışa bağımlı hale getiriyor. Biz Temmuz ayında harman devam ederken çok yüğun bir şekilde buğday almaya devam ediyoruz. Bu da üreticinin topraktan kaçışının bir sonucu” ifadelerine yer verdi.
‘Et fiyatlarında dalgalanmalar var’
Meclis üyesi Muzaffer Aydoğan, Kurban Bayramı’ndan sonra et satışlarında düşüş olduğunu belirterek, “Fiyatlar dalgalı. Üretici fiyat bekliyor. Şu andaki dana bıçak fiyatları üreticiyi memnun etmiyor. Dana bıçak fiyatı şu an 32 ile 33 lira arasında değişiyor. Ama üretici hayvanı 35 liraya da satsa, şu andaki fiyat tatmin edici değil. İnsanlar zarar ediyor. Dananın karkas fiyatının en az 35 lira olması gerekiyor. Türkiye’de et piyasası artık ayaklar altında. Kasapların sonu nereye gidiyor belli değil. Artık kasap olan çocuğunu bile kasap yapmıyor. Çocuk da istemiyor. Sanatkarlık Türkiye’de azalıyor” diyerek geleceğin pek parlak olmadığını belirtti. DİLAN ERAY