CHP’de göz yaşartan konuşma!

CHP’de göz yaşartan konuşma!

 

CHP Muratpaşa İlçe Kongresi’nde seçime tek aday olarak katılan ve ikinci kez İlçe Başkanı seçilen Hasan Şahin, yaptığı konuşmada partilileri duygulandırdı.

CHP Muratpaşa İlçe Başkanı Hasan Şahin’in, partililerini duygu denizine sürükleyen ve gözlerini yaşartan konuşması  şöyle: “Bizler Darağacına giderken “Tam Bağımsız demokratik Türkiye” diye haykıran Denizleriz, 1 Mayıs 1977’de Taksim’de öldürülen devrimcileriz!, Bizler, Madımak’ta, Çorum’da, Maraş’ta yakılan canlarız, Bizler, 12 Eylül faşizminin 17 yaşında idam ettiği Erdal Erenleriz, Biz, Gezi eylemlerinde meydanları dolduran, ardından can verenleriz! Ali İsmail Korkmaz’ız, Berkin Elvan’ız!10 Ekim’de katledilen barış güvercinleriyiz!

 

Değerli Yol arkadaşlarım, partililerim,

 

Ülkemiz içte ve dışta çok ağır günler yaşıyor. Yarınlarımız, çocuklarımız, halkımız ve Cumhuriyetimiz için hep birlikte kaygılanıyoruz. Cumhuriyet’e, Atatürk ilke ve devrimlerine düşman tek adam rejiminin, ülkemizi getirdiği nokta ortada.  Demokrasimiz nefes alamıyor, Türkiye yönetilemiyor.

AKP iktidarı demek, pahalılık demektir! işsizlik demektir!

AKP iktidarı demek, borç batağına sürüklenen esnaf, emeklilikte yaşa takılmak demektir! emekçi halkımız için, çaresizlik demektir!

AKP iktidarı demek,  darbeci cemaatler, tecavüzcü tarikatlar, kanımızda yıkanmak isteyen mafya demektir!

AKP iktidarı demek, failleri bulunamayan patlamalar, cinayetler ve savaş demektir.

AKP iktidarı demek israf demektir; saraylar, saltanatlar demektir.

Ama biz biliyoruz ki, gün gelir,

Saraylar saltanatlar çöker

kan susar birgün

zulüm biter.

Menekşeler de açılır üstümüzde,

Leylaklar da güler.

bugünlerden geriye,

bir yarına gidenler kalır,

bir de yarınlar için direnenler...

Biz Cumhuriyet Halk Partililer, yarın için direnenleriz. Bizler, Cumhuriyet aydınlanmasının, “tam bağımsız Türkiye” diyen devrimci kadroların bin bir emekle kurduğu şeker fabrikalarını, Tekel, kağıt, çay, fındık, elektrik, demir-çelik, taş kömürü, tank-palet gibi büyük fabrikaları; Etibank, Sümerbank, İşbankası gibi işletmeleri  kuranlarız.

Bakın, Cumhuriyet Halk Partisinin kurduğu tam 278 kamu işletmesinden şu an devlete ait ya da devletin ortak olduğu yalnızca 70 kurum kaldı.

Cumhuriyetin fabrikalarını yok pahasına yabancı sermayeye peşkeş çekenlerle, laiklik ilkesinin altını oyup, dinci gericiliği yaymak isteyenlerle bizim derdimiz var!

Değerli Yol arkadaşlarım, partililerim,

Milyonlarca emekçiyi ilgilendiren asgari ücret görüşmeleri başladı. Sadaka değil, insan onuruna yaraşır bir asgari ücretin belirlenmesi hepimizin isteğidir. AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın 81 bin 250 lira maaş aldığı bir düzende, yoksulluk sınırının altında bir asgari ücret kabul edilemez.

Bir yanda yüzde 25’i bulan enflasyon, hayat pahalılığı, temel tüketim maddelerine yapılan zamlarla önünü görmekte zorlanan emekçiler, diğer yanda iktidarın beslediği tosuncuklar, ultra-lüks mevlitlerle gösteriş yapanlar. Söz konusu kendi tosuncukları olunca kesenin ağzını açan hükümet, sıra emekçilere gelince “kaynak yok” diyor.

Krizin sorumlusu emekçiler değildir. Bir bedel varsa saraydakiler ödesin. Talebimiz nettir: Asgari ücret insanca yaşanabilecek bir ücret olmalıdır!

Değerli Partililerim, Kardeşlerim,

AKP Genel Başkanı Erdoğan, geçtiğimiz günlerde acaip bir açıklama daha yaptı… “Emekli maaşlarını insani düzeyde hayat sürebilecek seviyeye çıkarttık.” dedi.

Oysa, 37 ülkeyi kapsayan “en iyi emeklilik” araştırmasında Türkiye sondan 3. sırada yer alıyor.

13 milyon emeklimizin neredeyse yüzde 90’ı açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşıyor.

Emekli, emekçi ve emeklilikte yaşa takılan tüm halkımızı sarayların saltanatına son verip, halkın saltanatını kurmak için CHP çatısı altında toplanmaya bir kez daha davet ediyoruz.

Kardeşlerim,

Sayın Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi: 17 yıllık  AKP iktidarında

‘Cepleri için çalıştılar, vatandaş için değil!

Cepleri için çalıştılar, fakir fukara için değil!

Cepleri için çalıştılar, yakınları için, dünürleri için, oğulları için, torunları için çalıştılar, halkımız için değil!

Bizim,  bu ülkenin deresini dağını taşını talan edenlerle, kadınlarımızı yok sayıp, onları evlerine kapatmak isteyen, katleden anlayışla, işçinin, emekçinin kazandığı üç kuruşu çok görüp, kendi tosuncuklarının vergi borcunu silenlerle kavgamız var!

İşsizlik, rekor bir seviyeye yükselmiş durumda. Geçen seneden bugüne yaklaşık 1 milyon kişi işsizler ordusuna dahil oldu. Yaklaşık 5 milyon vatandaşımız işsiz.

Gençlerin ise neredeyse yüzde 35’i işsiz. Çalışamayan ve okumayan 6 milyon genç var. Üniversite mezunu işsizler 15 yılda 10 kat arttı. Her 100 üniversite mezunundan 26’sı işsiz.

Müsrif saray rejiminin, başarısız ekonomi politikalarının bir sonucu olarak, çaresiz kalan insanlar intihara sürükleniyor, yuvalar dağılıyor.

Bu düzeni reddediyoruz.  Başka bir Türkiye’nin mümkün olduğunu, bu halk saray bezirganlarına gösterecektir. Hep birlikte göstereceğiz.

Değerli Yol arkadaşlarım, partililerim,

Geçtiğimiz hafta AKP li Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''İngiltere, Almanya, Fransa ve şahsım dörtlü zirve yaptık" ifadeleri ile Türkiye'yi 'şahsım' olarak nitelendirdi.  Koskoca Türkiye’yi şahsı zannediyor. Biz sen değiliz, asla değiliz! Olamayız, olmayacağız! Erdoğan, Türk Milletini yok sayıyor; Anayasal suç işliyor.

Başkanlık sisteminin Türkiyemizi getirdiği durum ve sonuçları işte budur. Bizler, Parlamenter rejime dönme mücadelemize yılmadan, yorulmadan devam edeceğiz.

Evet, AKP 17 yıldır iktidarda çok güçlendi, devleti ele geçirdi. Ama çok daha önemli bir gerçek daha var. Hedeflediği toplumu inşa edemedi. Edemeyecek. AKP ve onun temsil ettiklerine  itiraz eden milyonlar var. Biz varız.

Devlet bürokrasisi, yargısı, polisi, medyası, cemaati, sol liberaline kadar herkesi arkasına alarak yürüyen iktidar, bu büyük birikimin direncini kırmayı başaramadı, başaramayacak! Hapis tehditleriyle bizi yenemediler, yenemeyecekler!

o duvar, o duvarınız,

vız gelir bize vız!..

bizim kuvvetimizdeki hız,

ne bir din adamının  dumanlı vaadinden,

ne de bir hülyanın gönlü yakışındandır.

o yalnız

tarihin o durdurulmaz akışındandır.

o duvar

o duvarınız,

vız gelir bize vız!..

Dostlarım, kardeşlerim,

Bildiğiniz gibi, iki yıl önce, Partimize, kentimize ve geleceğimize sahip çıkmak için, yapılacak seçimlerde, genelde ve yerelde iktidarımızı sağlamak iddiamıza katkıda bulunmak için ilçe başkanlığına aday olmuştum ve Usta şair Nazım’ın dizeleri ile seslenmiştim:

“Kellemi orta yere koyarak,

yüreğimi yumruklarımın içine alıp,

yürekten gülerek giriyorum bu mücadeleye.

Tek talebim, dost omuzlarınızı yanımda hissetmek. Dinci faşizme karşı vereceğimiz mücadelede yanımda olmanız, Partimize güç katmanız. Bu bozulmuş çarkın dişlilerini yerine oturtmaya, tüm bu talanı, yalanı, düzenbazlığı suratlarına haykırmaya var mısınız?”

Ve geçen iki yıllık süreçte ilkelerimizden, verdiğimiz sözlerden, onurlu duruşumuzdan asla taviz vermeden, sözümüzü tutmanın mutluluğu ve büyük bir uzlaşıyla bugün karşınızdayız.

Hepinizin bildiği gibi, 31 Mart’ta büyük bir seçim geçirdik. “Mart’ın sonu bahar” dedik. Tek adam rejiminden ve yaşadığımız ekonomik krizden dolayı önünü görmekte zorlanan halkımız; iktidara gereken cevabı sandıkta güçlü bir şekilde verdi.

İstanbul’dan Ankara’ya, Kırşehir’den Antalya’ya Millet İttifakı birçok şehirde büyük bir zafer elde etti.  Bu zafer asla tesadüf değildir. Bu zafer, planlı, programlı bir şekilde çalışmanın, örgütlü mücadelenin sonucudur.

Muratpaşa İlçe Örgütü olarak, bu mücadelede üzerimize düşeni yaptığımıza inanıyoruz. Örgütümüz, Muratpaşa Belediye Başkanımız ve adayımız Ümit Uysal ile birlikte büyük bir zafere imza attı. Rekor bir oy aldık. Belediye Başkanımız Ümit Uysal, tüm Türkiye’de  oyunu en çok arttıran ikinci belediye başkanı oldu.  İlçemizdeki bu büyük oy artışıyla birlikte Büyükşehir Belediyesinin tabelacı Menderes Türel’den alınarak CHP ile taçlanmasında ve Sayın Muhittin Böcek’in Büyükşehir Belediye Başkanı olmasında en büyük katkıyı veren ilçe olduk. Bu büyük başarıyı sizler sağladınız. Bu kıvanç hepimizin.

Seçimlerin üzerinden 9 ay geçti. Artık, örgütümüzün beklentilerinin karşılanması zamanıdır. Örgütümüz ne istiyor? Tüm yerel yönetimlerde liyakat istiyor, hak istiyor, adalet istiyor. Cumhuriyet Halk Partililer emeklerinin karşılığını istiyor. Bizim için emek en yüce değerdir. Liyakat, Partimizin namusudur.

Bizler de, partililerimizin bu haklı isteklerinin karşılanmasının artık zamanının geldiğini düşünüyoruz. Diliyor ve umuyoruz ki yeni yıl, tüm bu beklentilerin karşılandığı yıl olacaktır. 

Dostlarım, kardeşlerim,

Muratpaşa’da yaptıklarımızla; yalnızca Antalya’da değil, tüm Türkiye’de örnek olan, güçlü mahalle temsilciliklerimizle, AKP’nin rantçı ve gaspçı politikalarının karşısında kentin en güçlü sesi olmamızla, Demokratik Kitle Örgütleriyle kurduğumuz güçlü bağlarla, Belediye Meclis Grubundan İlçe Örgütümüze, ilçe örgütünden mahalle temsilciliklerimize kadar kucaklaşan yapımızla; ama hepsinden de önemlisi, kurduğumuz sevgi, dayanışma ve güven bağımızla, kardeşliğimizle kıvanç duyuyorum. Bu kıvancı hep birlikte yarattık, hep birlikte yürümeye devam edeceğiz.

Bu dönemimizde örgütümüzün dikine hiyerarşik yapısını, tüm toplum kesimlerinin temsil edilebileceği,  yatay bir örgütlenme yapısına kavuşturmak için çalışacağız. Gerek komisyonlar bağlamında ve gerekse sorun odaklı örgütlenme biçimleriyle, Partimize yeni bir nefes ve yeni ufuklar açmanın çabası içinde olacağız.

Kardeşlerim, yol arkadaşlarım,

Bir kez daha ifade etmek istiyorum ki, bizim sorunumuz yol yürüdüklerimizle değil, yolunu kaybedenlerle. Bu güzelim ülkeyi dünyaya rezil edenlerle. Bizler buraya tek bir sebep için geldik. Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma için değil! ‘’ Adil bir yaşam hakkı için’’ buradayız! Bizim derdimiz, özgürce, kardeşçe yaşadığımız, zenginleşen, zenginliklerini hakça paylaşan, eşit, demokratik, laik, tam bağımsız Türkiye’yi yeniden kurmak.

Bizler, Bu toprakların mücadele tarihine, devrimci mirasına sonuna kadar sahip çıkanlarız.

Bizler Darağacına giderken “Tam Bağımsız demokratik Türkiye” diye haykıran Denizleriz,

1 Mayıs 1977’de Taksim’de öldürülen devrimcileriz!

Bizler, Madımak’ta, Çorum’da, Maraş’ta yakılan canlarız,

Bizler, 12 Eylül faşizminin 17 yaşında idam ettiği Erdal Erenleriz,

Biz, Gezi eylemlerinde meydanları dolduran, ardından can verenleriz! Ali İsmail Korkmaz’ız, Berkin Elvan’ız!

10 Ekim’de katledilen barış güvercinleriyiz!

Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun öncülüğünde, Hak-Hukuk-Adalet sloganıyla yollara dökülen Adalet Yürüyüşçüleriyiz,

“Savaşa Hayır” diyerek 1 Mart teskeresini reddeden Deniz Baykal’ız!

Biz, “Ne ezen ne ezilen, insanca hakça bir düzen” diyen Bülent Ecevit’iz!

Biz, “Namuslular da, en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır” diyen İsmet İnönü’yüz!

Ve Bizler, “Ya İstiklal, ya ölüm” diyerek bu vatana bir ömür veren  Mustafa Kemal’leriz!

Bizler bu ülkenin vicdanı, onurlu insanlarız.

...

biz bugünün kahramanı,

yarının kurucusuyuz.

bu durmadan akan,

yıkıp yapan akışın

çizgilenmiş sesiyiz.

biz,

adımlarını tarihin akışına uyduran,

temelleri çöken emperyalizme vuran,

yarını kuranlarız.

o duvar

o duvarınız,

vız gelir bize vız!..

Bu duygu ve düşüncelerle 5.Muratpaşa İlçe Kongremizi selamlıyor, yine birlikte yürümek, Cumhuriyet Halk Partimizi iktidar yapma amacıyla birlikte çalışmak için desteklerinizi talep ediyorum. Yaşasın onurlu mücadelemiz! Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi!

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

AHMET DÖKDÖK
HABER YORUMLARI
Sizde Yorum Ekleyin
POPÜLER
SÜPERLİG PUAN DURUMU