Asgari ücret açıklandı, vatandaş memnun kalmadı

Asgari Ücret Komisyonu, 1 Ocak’tan itibaren geçerli olmak üzere asgari ücretin 2 bin 20 lira olacağını açıkladı. Yeni asgari ücret hakkındaki düşüncelerini sorduğumuz vatandaş, yapılan zammın enflasyon değerlerine bakıldığı zaman yeterli olmadığını ve geçimin zor olduğunu belirtti
Asgari Ücret Tespit Komisyonu 2019 yılında uygulanacak asgari ücret tutarını 2 bin 20 lira olarak belirledi. Böylece bir önceki asgari ücrete 417 lira zam yapılmış oldu. Bu da yüzde 26 oranındaki bir artışa işaret ediyor. 2018 yılındaki asgari ücret bin 603 liraydı. Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, kararın oy birliğiyle alındığını söyledi. Peki, Antalya halkı ne dedi? Vatandaşa, “Asgari ücretin 2 bin 20 lira olması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?” diye sorduk. Sorumuza cevap veren vatandaş, insanca yaşamak için, belirli standartların üzerinde yaşayabilmek için, asgari ücretin en az 3 bin lira olması gerektiğinin vurgusunu yaptı. Enflasyonun yüksek olmasından ve yapılan zamlardan şikayetçi olan vatandaş yapılan asgari ücret zammının insanların yaşam kalitesini yükseltmeyeceğini söyledi.
‘Kimse işçiyi düşünmüyor’
İşçi emeklisi olan Emine Yurdakul, asgari ücretin 2 bin 20 lira olmasıyla ilgili, “Zaten beklenen bir zamdı. Ama bu yeterli değil” diyerek en azından 2 bin 500 lira olması gerektiğini vurguladı. Yurdakul, “Ben 2 bin 20 liranın çok az olduğunu düşünüyorum. Zaten o para insanın eline gelmeden eriyip bitiyor. Bu bir yıl için geçerli bir zam. Bir iki aylık için değil. O yüzden çok az buluyorum. Zaten beklenen bir zamdı. Sürpriz olmadı bizim için. Ama en azından 2 bin 500 lira olur diye düşüyordum ben. O bile şu anki şartlarda çok zor. Ama tabii 1.600 lira ile kıyaslayacak olursak yine bir nebze idare eder. Bu zammı da bütün sendikalar, kurumlar kabullendi. Burada kimse işçiyi düşünmüyor. Kararı onaylayanların hiçbiri asgari ücretle geçinmiyor çünkü. İnsanlar bu durumdan memnun değil ama kabullenmek zorunda kalacak. Halkımız bunu da sineye çekmek zorunda kalacak her konuda olduğu gibi. Zaten asgari ücretle lüks yaşamak mümkün değil. İnsanlar her geçen gün lüks olmayan yaşamından daha da kısmak zorunda kalıyor. Asgari ücrete yapılan zam, enflasyon değerlerine bakıldığı zaman denk oluyor mu sizce? Enflasyon düşüyor deseler de biz bunu markette, pazarda göremiyoruz. Bu yüzden alınan maaşın, çalışanların yaşam kalitesini yükselteceğini düşünmüyorum” diyerek zammın yetersizliğine vurgu yaptı.
‘En az 3 bin olması lazım’
Kaleiçi’nde taksi şöförlüğü yapan bir vatandaş, “2 bin 20 lira neye yetecek? Günümüz şartlarını biliyorsunuz. Eviniz kira ise bir de okuyan çocuğunuz varsa nasıl yetirecek insanlar bu parayı? Çocuğu okumasa bile ve çocukları küçük olsa yine de zor geçinir. Herkes ailesini bir arada tutmakla yükümlü. Sırf çocukların masrafları bile neredeyse asgari ücrete denk geliyor. Meslektaşlarımdan 2 bin lira alıp da evi kendisinin olmasına rağmen geçinemeyen çok arkadaşım var burada. Yetiremiyorlar parayı. Asgari ücretin en az 3 bin lira olması gerekirdi. En azından asgari ücretten biraz olsun daha fazla para alan insanlar da rahat etmiş olurdu. Ama şunu da söyleyeyim 400 lira birden zam gelmesi de şaşırttı beni. Enflasyon rakamlarına bakıldığı zaman 2 bin lira da az tabii. Çok demiyorum ama yine de hayret ettim” diyerek şaşırdığını dile getirdi.
2 bin 20 lira nereye yetecek?
Çocuklarına destek olmak için torunlarına bakan Firdevs Görmüş adındaki vatandaş da “2 bin 20 lira nereye yetecek?” diyerek yapılan zamma tepki gösterdi. Görmüş, “Benim kızım 900 lira kira veriyor bir de çocuğu var. Masraflarını karşılayabilmek için sürekli bir şeylerden kısıyor. Kıyafetten kısıyor, keyfinden kısıyor. Yemekten kısmaya kalksa hasta olacak. Ama nereye kadar kısacak? Sürekli tasarruf yapmak için mi geldik biz dünyaya? Ay başı olunca para bitiyor zaten. Allah esirgesin çocuğu bir hasta olsa, ay ortasında ne olacak? Hastaneye götürmesin mi? Elinde para da olmayınca mecburen kredi kartına yüklenecek ya da borç alacak. Sonra diğer ay sorun olacak. Eksi bakiyeye düşecek. İnsanlar bu zamlarla, bu zor şartlarda biraz zor geçinirler. En azından benim çevremde geçinebilen görmedim. Buna da şükür demekten başka bir şey gelmiyor elimizden” dedi.
‘Çay kaşığı ile verip kepçe ile alıyorlar’
Kızıyla dolaşmaya çıkan bir anne ise, “Bir insan en az 500 lira kira verse ki Antalya’da kiralar da çok artmış durumda. 500 liraya kiralık ev bulmak pek mümkün değil. İyimser olsak da öyle hesaplasak bile, 1 çocuk olsa, elektrik, su, pazar masrafı derken bir bakıyorsunuz ki ay bitmeden paranız bitmiş. Zaten 40 liralık elektrik kullansak, bunu 80 lira olarak ödüyoruz. Ve bu her şeyde böyle. Her şeye değerinden çok para ödüyoruz. Bu da gelirden çok giderin olmasına sebep oluyor. Normalde 3 bin lira olması lazım. Ama o rakamları Türkiye’de görmek hayal gibi. O yüzden keşke en azından 2 bin 500 lira olsaydı. En azından insanların işi görülürdü. Eskiden bir şeyi kaşıkla verip kepçeyle alıyorlardı. Artık kaşıkla da değil, çay kaşığı ile veriyorlar. Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz. İsteriz ki herkes makul ücretlerde makul saatlerde çalışsın. İnsan emeğinin karşılığını alamayınca, yaşama sevinci de kalmıyor artık. Her şeyden ziyade asgari ücretin yükselmesi değil de, fiyatların düşmesi gerekiyor. İnsanlar elindekini yettirebilirse hiçbir sorun kalmaz” şeklinde konuştu.
‘Tüketici toplum olduk’
Emekli olan ve ismini vermek istemeyen bir vatandaş, asgari ücretin geçim sağlamak için yeterli olacağını söyledi. 1.570 lira emekli maaşı aldığını söyleyen vatandaş, “Öğrenci olan 2 tane oğlum var. Eğer ayağını yorganına göre uzatırsan hiçbir zorluk çekmezsin. Ben kira ödemiyorum. O derdim yok. Biz tarhana çorbası ile büyüyen çocuklarız. İçine ekmeği doğrar yeriz. Ailemle de bunu yapıyoruz. Eğer böyle yaparsanız, yaşam kolaylaşıyor. Aşınız bereketleniyor. İnsanlar artık bereketi unuttu. Bugün 2 bin lirayı yetiremeyen insanlar olduğu gibi 10 bin lirayı da yetiremeyen insanlar var. Ne kadar gelir olursa o kadar gider oluyor. Asgari ücret alan bir insanın cebinde 5 bin liralık telefon olmazsa, bu kadar sorun olmaz. İnsanımız bir şeylere özeniyor. Sürekli karşılayamayacağı şeyi elde etmek istiyor. Sonra borç içinde yüzüyorlar. Gittikçe tüketici bir toplum olmaya başladık. Halbu ki bizim üretmemiz gerek. Ürettikçe ve elimizdekinin kıymetini bildikçe bin lira da alsak yeter bize” diyerek düşüncelerini ifade etti.
‘İnsanlar nasıl geçiniyor hayret ediyorum’
Eşinin iş yeri olan ve 2 kızına bakması gerektiğini dile getiren Pınar Tulunay ise, “Bizim eve asgari ücretten daha çok para giriyor çok şükür. Evde sadece eşim çalışıyor. Ben de kızlarımıza bakıyorum. Eşimin iş yeri var. O yüzden bizim eve giren para asgari ücretten daha yüksek. O bana her ay evin masraflarını karşılamam için bir maaş ödüyor. Aldığım para asgari ücretten fazla olmasına rağmen ben yettirmekte zorluk çekiyorum. Asgari ücretle geçinen insanları düşününce nasıl geçindikleri konusunda hayret ediyorum doğrusu. Gelişim çağında olan 2 tane kızım var benim. Hiçbir şey yapmamış olsam bile her hafta düzenli olarak onların meyvesini, sebzesini almak zorundayım. Haftada en az bir kere kırmızı et ve beyaz et yedirmek durumundayım. Kızımın bebek bezi masrafı var. Diğer kızımın her hafta okuldan bir masrafı çıkıyor. Çocuklar çabuk büyüdüğü için her ay neredeyse kıyafet almak durumundayım. Bunun yanında, bizim de yeme- içmemiz, kıyafet paramız var. Ben bunları elimden geldiğince karşılamaya çalışıyorum. Benimle aynı konumda olan bir aile asgari ücretle tüm bunları nasıl karşılar bilemiyorum açıkçası. Yetirebilene de helal olsun diyorum. İnsanın, insanca yaşaması için, yapılan bu zamların yeterli olacağını düşünmüyorum” diyerek insanca yaşam için asgari ücretin en azından 3 bin lira olması gerektiği vurgusunu yaptı. DİLAN ERAY