Ah şu bizim meslekTAŞlarımız!!!

Ah şu bizim meslekTAŞlarımız!!!

İnanın doyduğumuz zaman kanımız donacak dereceye geliyoruz.

Gazeteciliği meslek edinmiş, yıllarımızı bu mesleğe vermiş kişiler olarak zaman zaman isyan ediyoruz.

Kimi çıkıyor işadamı tehdit ediyor, kimi çıkıyor çekememezlikten dolayı gazetecileri yazıyor. İsim vermediği için kimse saldıramıyor. Ortaya atıyor, gel gel yapıyor. Sen iş aldın bize niye iş yok dercesine suçlamayı yapıyor, geriye çekilip bekliyor. Bana da bana da dercesine. Oysa veren de yok alan da.

Hadi bunlar kadrolu saldırganlar. Artık herkes biliyor. Gündemde böyle kalabiliyorlar çünkü. Bir de kadrosuzlar var.

Dün iki örnek anlattılar.

Bir hastaneden bir yılların gazetecisi arkadaşımız aranmış. Arkadaş o sırada yurtdışında.

Arayan kişi hastanenin halkla ilişkiler görevlisi olduğunu söyleyip, Umut isminde bir gazetecinin kendilerini aradığını ve tehdit ettiği iddiasında bulunmuş. Ve sözlerine “Yanımda şu anda Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek de var” diye bitirmiş.

Bizim arkadaşımız, “İyi güzel de beni niye arıyorsunuz? Cemiyetimiz var orayı arayın. Konunun benimle ne ilgisi var, ben yurtdışındayım..” yanıtını vermiş.

Görevli önce bir güzel “Benim telefonum yurtdışı aramasına kapalı, beni mi kandırıyorsunuz” demeye getirmiş, bizimkinde şafak atmış tabi.

Neyse araştırmışlar, soruşturmuşlar, Umut diye biri evlenmek için istenen telasemi raporunu hastaneye gelmeden almak istemiş. Ben gazeteciyim diyerek asmış, kesmiş.

Olay sonradan ortaya çıkmış. Kişiye o meslektaşımız ulaşmış, “Sen kimsin, kimin Umut’usun” deyince felanca gazetecinin oğluyum demiş. Antalya’da böyle bir gazeteci yok. Türkiye’de yok. Ama böyle bir isim kullanmış ve telefonunu kapatmış.

Hastane görevlisi arkadaşımızı arayıp defalarca özür dilemiş ama testi bir defa kırılmış ama olgun olan arkadaşımız yine de affetmiş.

İkinci olay da çok ilginç. Bir gazeteci arkadaşımız savcılık makamında oturuyormuş. Adliye haberlerini izlediği için savcı kahve içmeye davet etmiş. Tam kahve içecekler, içeriye kendini gazeteci tanıtan biri girmiş. Savcıya bir dosya uzatmış ve demiş ki, “Sayın savcı Fetö’den sorguya alınmış bu arkadaşımız FETÖ’cü değildir ben garanti veriyorum. Bu arkadaşın alacağına bloke konmuş çözdürebilir misiniz?”

Savcı dosyayı almış, o kişi çıktıktan sonra diğer arkadaşımıza sormuş gazeteci mi diye. O da demiş ki, “Gazetecilik mesleğini yapan en acemisinden en ustamıza kadar böyle bir dosyayı savcıya getirip vermez. Gerisine siz karar verin…”

Şimdi siz olsanız çıldırmaz mısınız?              

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü

AHMET DÖKDÖK
HABER YORUMLARI
Sizde Yorum Ekleyin
POPÜLER
SÜPERLİG PUAN DURUMU