Yaşamı sevmek

Birkaç gündür Araştırma Hastanesi’ni mesken tuttum.

Bir yakınımın sağlık sorunundan dolayı.

Bu süreç içinde neler görmedim ki!

İnsan hasta olunca anlıyor yaşamın güzelliğini.

Birkaç gündür araç kemeri takma konusunda açıklamalar, uyarılar yapılıyor.

Önce Antalya Valisi Münir Karaloğlu ilk uyarıyı yapmıştı.

Sonrasında Büyükşehir Başkanı Menderes Türel araç kemerinin mutlaka takılması gerektiğine vurgu yaptı.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da yaşamak için araç kemerinin mutlaka takılmasını istedi.

Evet, aslında bu uyarılara hiç gerek yok.

Ama biz toplum olarak kurallara fazla uymadığımız için kaçamak çareler üretiyoruz.

Araçta kemer takmamak için elimizden geleni yapıyoruz.

Allah kimseye vermesin ama kaza olduktan sonra da ah ediyoruz.

Ben kemer takılmasına karşı çıkanları, kemer takmaktan kaçınanları, yasalara uymayanlara şunu öneriyorum:

Bir hastaneyi ziyarete gidin.

Orada trafik kazası geçirmiş olanları dinleyin.

Bin pişmanlıklarını kulağınızla duyun.

Belki bir kemer takmak 10 saniyenizi alacak ama takmayıp kazaya kurban giderseniz ya ölüm ya da hastanelerde günlerce yaşam mücadelesi veriyorsunuz.

Ölüm kolay olsa ve ölüp kurtulsak belki ama.

Acı çekmek inanın ölümden beter.

Ben 4 gündür hastanedeyim.

Neler görüyorum neler.

Doktorlar olmasa acı içinde ölüp gideceğiz.

İnanın kötü bir trafik kazası geçirmek ölümden beter.

Kırıklar, çıkıklar, yaralar, insanı perişan ediyor.

Kurallara uymak zor değil ve saniyelerinizi bile almaz.

Gelin bu sese kulak verin ve kemerinizi takın, trafik kurallarına da mutlaka uyun.

Allah kimseyi hasta etmesin.

Hastaneye düşürmesin.

Bunu hastanenin kötülüğünden söylemiyorum.

Sağlığın önemini vurgulamak adına yazıyorum.

Kurallara uymak bir zorunluluktur.

Sonra evinizin kapısına gelen trafik cezasına isim koymaya çalışıyoruz.

Yok şundan, yok bundan.

Hayır, trafik kurallarına uymamaktan.

Kurallara uyun, ceza yemeyin, hayatınızla da oynamayın…