Türk turizmi emansipasyona kavuştu

 

Her şey sektörümüzün kendi dinamikleri içerisinde gelişiyor, olgunlaşıyor, güçleniyor. 23 sene önce EMITT hayata geçtiğinde destek olmak için sokaktan geçenlerden fuar kalabalık görünsün diye içeri girmeleri için rica ederdik. Şimdi ise o kadar çok doluluk var ki, bazı noktalarda yürümek bile zorlaşıyor. Son çeyrek asırda Türk turizminin sayısız kriz ve iniş çıkışlardan sonra olgun ve deneyimli bir dinamik ruh kazandı. Bu güçlü ve çalışkan ruhu EMITT’i gezerken hissediyorsunuz. Stantları tek tek şöyle durup izlediğinizde sektörümüzün deneyim, iş bilgisi, becerisi ve dinamizminin saçtığı enerji, sektörün kendi bileğinin gücü ile yeniden yakalayıp arkasına aldığı uluslararası piyasalardaki rüzgâr, fuar alanına hissedilir bir elektrik yaratıyor. Özgüven, moral, umut, iyi veriler ve olumlu sayılar birleşince yeni vizyoner projeler yeniden yeşeriyor. Bakanlık ve diğer tüm kurumların sadece turizm konuşmaları, turizm dilini kamuya yaymaları, turizmin içine siyaset sokmamaları, bilakis turizme siyaset gücü kazandırmaları, önemini siyasilere hissettirmeleri; hepsi bunlar 2019 yılının başında artık ister istemez herkesi büyük düşünmeye, en azından mevcut işini daha iyi yapmaya zorluyor.

Fuarı gezerken ‘krizi fırsata dönüştürdük!’ diye klasik bir yaklaşım sergilemek istemiyorum. Ben burada daha çok, son 30 yıllık süreçte yaşanan krizlerin bu zamana kadar sektörümüzün sadece kabuğunu sertleştirirken, bu sefer son üç yılda yaşanan çok sert yıkıcı krizin sektör paydaşlarını nasıl ilk defa hissedilir bir şekilde olgunlaştırdığını ve nasıl tüm bilinçaltı birikmiş olumsuz opsiyonları, alışkanlıkları ve kısmen kendi koyduğumuz sınırları yaktığımızı; yatırımlarımızı, ürünümüzü, emeğimizi, markamızı daha geniş coğrafyada ve farklı kitlelere, farklı tüketicilere ulaştırdığımızı dile getirmek istiyorum. Dünyanın bize gelmediği günlerde biz dünyaya gittik onlara yegane silahımız olan kaliteli hizmet kılıcımızı çektik ve Dünya’yı Türkiye’ye geriye getirdik. Herkes kendi alanında savaştı. Cephe turizmcileri koşturdu. Bazılarımız ise kaçtı, saklandı ikili oynadı. Bazılarımız ise sektörün düştüğü durumu fırsat bilerek saçma projeler ile siyasi bağlantılarını kullanarak devlet, kurum ve kuruluşlardan çılgın paralar topladı, bazılarımız cebinden harcayarak koşturdu, hatta benim gibiler yurtdışında ülkemizin itibarını dibe vurmasın diye TÜRSAB gibi kurumlar için cebinden ciddi paralar ödedi. Kimileri bu iş bitmiştir, on yıl bu ülkeye artık kimse gelmez diye çokbilmişlik yaptı, koşturanları da sadece aşağılamamak ile kalmadı, hatta niye koşuyorsunuz diye onlara kızdı. Türk turizmine ruhsuz, isimsiz, duygusuz, dokusuz, tatsız, tuzsuz sadece sıkıntıya düşmüş otelleri toplayarak piyasalara yüksek sayıda yatak kapasitesi sunan yapılar ise hareket alanı darlığı ve orantısız aşırı kredi yükünden dolayı sadece olan biteni seyrettiler, konjonktüre ve siyasi duruma göre tavır belirlediler…

Ancak sektörümüzün öyle değerlileri var ki onlar en dara düştüğümüz o günlerde bile verdikleri bütüncül hizmetinin kalitelisini inadına daha da artırarak yıkılmamızı bekleyen en art niyetli bakışları bile büyülemeyi başardılar. İşte ülkemizde verdikleri sıcak ve kaliteli hizmet ile dünyayı büyüleyen otelcilerimiz ve ülkemizi dünyada parlatan binlerce vizyoner, çalışkan turizmcimiz olgun/ itibarlı bir donanım sergilerken ‘Sınır tanımaz Türk turizm gücü’ nün ilk sinyallerini EMITT’e verdiler. Sektörümüzün ürün çeşitliliği, yüksek hizmet gücü, çok kültürlü, çok boyutlu multi kanal pazarlama vizyonu, dijital devrime yatkınlığı/kendi uluslararası güçte yazılım yetisi ile kısmen liderliği, hava ulaşım şirketlerinin kıtalararası deneyimi/yüksek güvenirliliği ve marka itibarı bizleri gelecek on yıl içerisinde tahmin edemeyeceğiniz ufuklara taşıyacak. Bu yazıyı saklayın ve 2030’ yeniden okuyun.

Peki, gelecek on yılda neler olacak?

1. Destinasyonlarımız ikinci baharını yaşayacak, sadeleşecek,  güzelleşecek, bina yüksekliği değil ruh derinliği rant sağlayacak. Dikey yerine yatay bakış net kâr ve sürdürülebilirliğe yeni ivme kazandıracak. Verimliliğimizi perçinleyecek . Havaya değil yeniden toprağa bakacağız. Gelecek toprakta diyeceğiz.

2. Anadolu tedavi, rehabilitasyon ve zindelik rotaları dünyayı büyüleyecek. Kür ve kültür birleşecek. En yüksek sayıda yürüyüş ve bisiklet turları sunan ülkeler arasına gireceğiz. Kaz Dağı’nda Zeus’u anlatırken, Güre’de Zeytinyağı ile arınma kürü sunacağız, AllAnatolia kapsamında ‘Ayvalık Zeytin Akademisi’nde turistlerimize ‘uzun yaşa, uzun koru’ belgesi vereceğiz. Didim dünyanın yüksek sayıda en önemli vegan dostlarının her yıl buluştuğu ve köylülerimizin hazırladığı muhteşem ananevi Ege ot yemeklerinin ağız tadı ile gerçekleşecek vegan yürüyüşte ( Vegwalk) tüm olumsuz enerjilerden arınarak yaşam sevinci tazeleyecekler ile zirveye koşacak. Kuzey Antalya- Afyon arası ‘Vitalroute 66’ yürüyüş yolunda yüzbinlerle turist her yıl güneşi arkasına alarak Afyon’a termale yürütecek, koşacak, ulaşacak.

3. Uzun yaşam ve zindelik rotaları yeni mutluluk otobanlarına dönüşecek. Bazı noktalarda yıkarak, küçülerek büyüyeceğiz. Glamping imkânları ile tüm Anadolu’nun en güzel noktalarının misafir odaları dünyanın en saygın kişilerini ve en üst segment müşterilerini Türkiye’ye çekecek. Oda fiyatının üstünde bir tabak peyniri, bir damla zeytinyağını, bir kadeh şarabı, tek lokumlu Türk kahvesini satacağız.

4. Eğlence-dinlence-eğitim-rehabilitasyon tatilde ve incentive (özendirtici) gruplarda daha da birbirine kaynayacak. Edutainment’ten (eğitici eğlenceden) sonra Hedutainment’e kurumsal talep artacak yatırımlar artacak.

5. Yeni tarz dizayn ile Anadolu tanrılar ve krallar rotası şaşırtıcı, sahici noktasal sanat sunumları ile dünya sosyetesinin vazgeçilmesi olacak. Truva, Göbeklitepe, Sümela, Gordion, Afrodisias, Ararat, Hasankeyf olimpiyatları ve muhteşem Termesos ile Pazar’lar da tepelere tırmanacağız. Anadolu yeniden gerçek kültür ve sanat seyahat acentelerinin yeni tarz sunumlu, rehberli otantik, derin programları ile Amerika’dan Çin’e kadar gerçek sanat ve kültür müşterilerini yeniden dünya standartlarındaki fiyatlar ile shoppingsiz (alışverişsiz), sponsorsuz Anadolu’ya taşıyacak. Türkiye’de gerçek Türk ürünlerini doğru sunan noktalara ‘@Turkish Hospitality Point’ markası ve belgesi verilecek. Gelecek hafta ‘Bu yazıyı saklayın!’ başlıklı yazımda  projeleri toplu olarak açıklayacağım.

MAKALE YORUMLARI
Sizde Yorum Ekleyin
Hüseyin BARANER
Hüseyin BARANER
Bakış
hbaraner@gmail.com
POPÜLER
SÜPERLİG PUAN DURUMU