Turizm ve Kaleiçi


Dünya turizminde söz sahibi ülkelerin hemen tümünde Kaleiçi benzeri, eski tarihi çekirdek kentler var. Turizmde de bu kentler tarihi vasfı nedeniyle birer cazibe merkezi.

Bizim Kaleiçi ise tarihi dokusu, eski mimarisi ve limanı ile tam bir cazibe merkezi olmasına rağmen bir türlü turiste hizmet verecek konuma gelemedi. Belki de zamanında geldi, sürdürülebilir olamadı.

Konuyu neden gündeme getirdim? Gazetelerde haftanın gündemini okurken, iki haber dikkatimi çekti. Birincisi Vali Münir Karaloğlu’nun turizm değerlendirme toplantısında açıkladığı 2019 hedefi, ikincisi ise bu hedefe ulaşma konusunda Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in, yeni cazibe merkezleri yaratma konusunda Balbey’de yaptığı çalışmalar. Ardından ANSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Akın Akay Akıncı’dan Balbey’de uygulanan kamulaştırma kararının Kaleiçi’ndeki sonradan yapılmış 15 yeni yapıya da uygulanması isteği geldi.

Öncelikle şunu söylemeliyim ki; Vali Karaloğlu’nun turizm konusunda koyduğu 16 milyonluk hedef çok yerinde. 2018’de rekor kırmamıza rağmen 14 milyonluk hedefi yakalayamamış olmamız bizi bu yıl hedefine daha kolay ulaştıracak. Hedefe giden yolda, başta Avrupa ve Rusya olmak üzere Çin ve Ortadoğu ülkelerinde yapılan tanıtım çalışmaları, ardından THY’nin 11 merkezden Antalya’ya direkt sefer uygulaması, diğer uçak şirketlerinin buna artı katkıları ve 2019’un Aspendos yılı ilan edilmesi, Türk turizminin başkenti Antalya’yı şaha kaldıracaktır. Aksi bir şey olmadığı takdirde 16 milyon hedefini şimdiden kutluyorum.

Bu hedefe ulaşırken Balbey ve Kaleiçi gibi kent merkezindeki çekirdek kentlerin turizmin hizmetine alınması, esnafın yıllardır devam eden “turizmden pay alamama” kaygısını sona erdirecektir. Bu nedenle Balbey’le ilgili plan mutlaka uygulanmalıdır. Tabi bunu yaparken burada yaşayan insanların katılımını ilk planda düşünülmeli.

Bunu söyleyince dünyanın sayılı yat limanları arasına girerek 1985’de Uluslararası Ağa Han Ödülü’nü kazanan Kaleiçi Yat Limanı’nda o zaman yapılan çalışmalar aklıma geldi. Yol göstermesi açısından paylaşmak isterim.

Turizm Bankası tarafından yaptırılan Kaleiçi Yat Limanı’nda yapılan planlamada her dükkan ayrı bir ürün satıyor, aynı ürün iki dükkanda bulunamıyordu. Sizin anlayacağınız balık lokantası ayrı, et lokantası ayrı, şarap evi ayrı, rakı sofrası ayrıydı. Sonradan bu uygulamadan vazgeçildi ve Kaleiçi’ne turist inmemeye başladı.

İkincisi Kaleiçi’ni daha cazip hale getirmek için eski evlerin restorasyonuna başlandı. Birer birer yanan ya da yakılan bu binaların, sahipleri tarafından restore edilememesi nedeniyle 130 bina Turizm Bankası tarafından kamulaştırıldı. Ancak daha sonra banka kapatıldığı için bu çalışmalar yarım kaldı.

İş insanı Akın Akay Akıncı’nın Kaleiçi’ndeki yeni 15 yapının kamulaştırılması önerisine bir yenisini ekleyerek; yıkılmak üzere olan, sahipleri tarafından restore ettirilemeyen, kaderine terkedilmiş tüm binalar kamulaştırılması gerektiğine inanıyorum.  Yoksa bu binalar birer birer yanacak.

Gelecek için turizme bel bağlamış, bu sektörden kente para akıtmak istiyorsak biraz taşın altına elimizi sokup, kişisel çıkarları bir kenara koyup katkı vermeliyiz. Çünkü bu kentte yaşayan herkesin Antalya’ya borcu var. Hele yönetenlerin…

MAKALE YORUMLARI
Sizde Yorum Ekleyin
Erdoğan KÂHYA
Erdoğan KÂHYA
Antalya'nın Kâhyası
erdogan.kahya@antalyases.com.tr
POPÜLER
SÜPERLİG PUAN DURUMU