Kesik Minare ’ye külah

 

Antalya Tanıtım Vakfı (ATAV) Başkanı Yeliz Gül Ege ve kamuoyundan gelen tepkiler nedeniyle Kesik Minare Restorasyon Projesi’nin değişebileceğini beklemiştim ama beklediğimiz gibi olmadı ve asrın Kesik Minaresi ’ne külah geçirildi. Sizin anlayacağınız Kesik Minare Turizm literatüründen çıktı, hayal oldu…

Bu projeyi her ne kadar Vakıflar Bölge Müdürlüğü yürütse de,  Vali Münir Karaloğlu’nun büyük önem verdiği Şehzade Korkut Camii’nin restorasyon çalışmaları devam ederken, 1896 yılında çıkan yangından bu yana yani tam tamına 123 yıldır kesik olan minareye külahı takıldı bile…

Biz Antalya’da taş üstüne taş koyan ister siyasetçi olsun, ister bürokrat, isterse STK temsilcileri olsun onları başımızın tacı yaparız. Ancak bu iş biraz farklı.

Neden mi?

Kesik Minare tarihe geçmiş bir eski eser. Kilise olarak hizmet veren, Selçukluların fethinden sonra camiye çevrilerek Şehzade Korkut’un adının verildiği cami, 1896 yılında yangın geçiriyor. Büyük hasar gören veren minaresinin külahı yanan cami ibadete kapatılıyor, sonrasında her ne kadar kaderine terkedildi dense de, turistlerin ilgi ile ziyaret ettiği eski bir eser olarak Antalya turizmine hizmet ediyor.  

Sözün başında söylemiştim. Vakıfların yenileme ihalesine ilk tepkilerden biri ATAV Başkanı Yeliz Gül Ege’den gelmişti. Ege, yapının tarihi özelliği nedeniyle kesik olması gerektiğine ısrarla vurgu yaparak, kesik olan minareye külah geçirilmesi halinde siluetin bozulacağını söylemişti.

Ne Yeliz Gül Ege, ne de burada bir camiye ihtiyaç olmadığını söyleyen Kaleiçi halkının tepkilerine rağmen ihale yapıldı. 

Bana göre de yazık oldu.

Keşki, cami yenilense, gerekiyorsa ibadete de açılsa ama minare kesik olarak kalsaydı… Bu yenileme, İtalya’nın ünlü Pizza Kulesi’nin eğik halini düzleştirmeye benzedi.

Oldu olacak bunca çabanın ardından restore edilen caminin adını da değiştirip, en çok emek veren Vali Karaloğlu’nun adını da verelim…

**

Şu iftar yemeklerini abartmasak

Ülkemiz ekonomik sıkıntı içinde ama evvel Allah Ramazan ayı nedeniyle belediyeler başta olmak üzere, sivil toplum örgütleri ve bazı kurumlar iftar yarışına girdik. Her gün iki üç davet alıyoruz. Lüks otellerde kişi başı iftar yemekleri menüsü 150 liradan başlıyor. Belediyelerin Ramazan eğlenceleri, sanatçılara ödenen yüklü masraflar çıkarıyor.

Para, iftarı verenlerin cebinden çıksa gönlüm razı olacak, “hayır yapıyorlar” diyeceğim. Ama kurumlardan ödenen paraların yöntemi bu olmamalı. Belediyelerin aşevleri var. Fakir-fukaraya buralarda yemekler verilmeli. Hayır işlemek isteyenler de bu aşevlerine malzeme almalı… Yoksa nasıl bir tasarruf uyguluyoruz biz anlamak mümkün mü?

MAKALE YORUMLARI
Sizde Yorum Ekleyin
Erdoğan KÂHYA
Erdoğan KÂHYA
Antalya'nın Kâhyası
erdogan.kahya@antalyases.com.tr
POPÜLER
SÜPERLİG PUAN DURUMU