Kamu araçları ve tasarruf

ANTALYA Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın yayınladığı Tasarruf Tedbirleri çerçevesinde 78 kiralık aracı iade ettiği için 400 bin lira tasarruf sağladı.

Kutlarım…

Belki de içinde bulunduğumuz bu sıkıntılı süreçte geç kalınmış bir karar, ancak zararın neresinden dönerseniz kardır.

Kamu da araç konusunda tasarruf tedbiri bizim tarihimizde çok yeni değil. 12 Eylül döneminde Vali Yılmaz Türktekin’in (1981-84) bir talimatı ile köye hizmet götüren birimlerde başlatılan tasarruf tedbirlerini hatırladım. Vali Türktekin bir İl Koordinasyon Kurulu toplantısına katılan tüm daire müdürlerine şu talimatı vermişti:

“Arkadaşlar altınızdaki araçlar babanızın malı değil. Türk milletinin malı. O yüzden araçları tasarruflu kullanmalıyız. Köye bir araç gönderirken diğer daireler de haber verecek ve birlikte gideceksiniz.”

Ardından müdürlerin dışındaki tüm makam ve hizmet araçlarını Ankara’ya göndermişti. O zamanlar araç dağıtımı merkezi yönetim tarafından yapılıyor, taşrada kamu kuruluşları gurbetçilerden bağış araç alabiliyordu.

Şimdi öyle mi? İsteyen istediği kadar araç kiralıyor, bütçesi yeterli değilse, fasıllar arası aktarma ile bir şekilde araç kirasını ödüyor. Özellikle belediyelerde son yıllarda kiralık araç sayısında büyük bir artış var.

Aslında bakanlık araç tasarrufuna önce Ankara’dan başlaması lazım. Başkentte daire başkanından genel müdür yardımcısına, genel müdürden müsteşarına, vekilinden bakanına binlerce makam aracı var. Bazılarımızın örnek almaktan utandığı batıda başbakan makamına bisikletle veya toplu taşıma araçları ile gidiyor. Bir de makam sahiplerinin büyük bölümünde de koruma araçları var. Sayıları en az dört araç.

Böyle tasarruf mu olur?

**

Antalya’da 10 milyonuncu turisti de bağrımıza bastık. Haberi Antalya Milletvekili “Antalya’yı seviyorum” sloganının sahibi Atay Uslu verdi. Hem de haber bülteni yaptırmış yıllara göre turistteki artışı da vermiş.

Bir zamanların Turizm Bakanı Mükerrem Taşçıoğlu vardı. Benden beter biraz da kiloluydu. Özal’ın has adamlarındandı. Şimdilerde Turizm Bakanları pek konuşmuyor ama Taşçıoğlu her hafta basının karşısına geçe, ya da her hafta bir kez Antalya’ya gelir; “Turizmi bu sene patlatıyoruz” açıklaması yapardı.

Sanki mısır patlatıyor sanırsınız…

Dönemin Valisi Konyalı Bahaeddin Güney (1984-88) bir yerin açılışını yapacaksa TRT gelmeden, daha doğrusu TRT kameramanı gelmeden töreni, başlatmazdı. Gecikirlerse aratır, yine de onları beklerdi. İşte bu beklemelerin birinde Halk Pazarı’nın yanındaki, Yerebakan Ailesi’nin Star Oteli’nin açılışını yapacağız. Bana sordu; “Erdoğan Bey bu yıl 500 bin turist bekliyoruz, desem ne dersin?”

• “Aman Sayın Valim, 100-150 bin civarında bir beklenti var. Abartılı olur” dedim. Turizm Müdürü de beni destekledi. O’nu hafiften azarladı;
• Sen sus bilmezsin diyerek

Neyse tören başladı ve kameraların karşısında Vali Bey 500 bin rakamını söyledi. O zamanlar güldük ama ufku genişti kulakları çınlasın Bahaeddin Güney’in… O sene olmadı ama birkaç yıl içinde 500 binleri bulmuştuk.

Aslında kim ne derse desin, biz artık turist saymayı bırakıp, turistten sağladığımız gelire bakmalıyız. Bu sene 2015’lerin rekorunu kırdık ama gelir öyle beklediğimiz gibi değil. Şimdi sıra, çok paralı turist ve turizmde çeşitliliğe geldi. Hedefimiz bu olmalı…

Haydi, şimdiden kolları sıvayalım…