Her yıl seçim olsun!

Her şeyden önce ülkeyi yönetenler kentleri en az bir kez dolaşıyorlar.

Cumhurbaşkanı gelip gidiyor.

Eksiklikleri görüp, düzeltilmesi talimatını veriyor.

Adaylar sıkıntılarını doğrudan anlatma fırsatı buluyor.

Kente dikkat çekilmiş oluyor.

Parti liderleri dolaşıyorlar semalarımızda.

Hizmet edenle, palavra atanlar ortaya çıkıyor.

Halkı hiçe sayanlar bir anda halkçı oluveriyor.

Yalancıyla, gerçek siyasetçi belli oluyor.

Abartanla, ayakları yere basanların farkını görüyoruz.

Parayla siyaset yaptığını sananlar ile hizmetle siyaset yapanları fark ediyoruz.

Kendi partisine ve partilisine güvenenle güvenmeyeni anlıyoruz.

Partisine oy istiyor ama partilisinin aday yapılmasını engelliyor.

Vizyon sahibi olanla okumuş ama kara cahillikten kurtulamamış kültürsüzleri seçebiliyoruz.

Şehir hareketleniyor.

Seçilecek olanlar proje geliştiriyor.

Vaatte bulunuyor.

Hizmette olanlar vaat ettiklerini bitirmek için çaba harcıyor.

Garip gurebanın kısa süre de olsa yüzü gülüyor.

Midesi şenleniyor.

Kapımız çalınıyor seçmen olarak, bir anda değerli insan oluveriyoruz.

Seçim startına kadar koltuklarına yapışanlar, startla birlikte meydanlara çıkıyorlar.

Yüzlerini görmüş, seslerini işitmiş oluyoruz.

Vücut dilini inceliyoruz.

Ağzı başka vücudu başka olanları fark edip, yalancılıklarını okuyoruz yüzlerinden.

O tarihe kadar vatandaşı yok sayanların bir anda vatandaş sevgisinin seline kapıldığını görüyoruz.

Kimin bu kenti ciddi şekilde yönetip, kimin havadan edindiği servetine güvenerek hayallerimizin içine girmesini izliyoruz.

Velhasıl kimin yapmacık, kimin ciddi, kimin gayriciddi, kimin hizmet aşkıyla yanıp tutuştuğunu, kimin kenti daha ileri seviyeye taşımak için çaba harcadığını anlıyoruz.

Ve anlıyoruz ki lafla peynir gemisini yürütmeye çalışanlar bizi kandırmak için olmadık taklalar, olmadık yalanlar uydurarak oyumuzu çalmaya çalışıyor.

Evet keşke her yıl seçim olsa da birileri koltuklarına 4 yıl kurulup, beşinci yıl göstermelik işler yapamasa.