Eğitimi unutmayalım…

Her seçim döneminde böyle yapıyoruz. Seçimle yatıp, seçimle kalkıyoruz. Kahvehaneler dolup taşıyor. Herkes seçimi tartışıyor, bir yandan da taşlar diziliyor, sözde yasak sigara dumanı sis perdesi oluşturmuş, oturacak yer bulamıyorsunuz…

Herkes olmuş birer siyaset uzmanı…

Aslında siyasi partilerin ürettiği algıları birbirlerine anlatarak, kendilerini kandırıyorlar. Yan masada konuşanlara müdahale ediyor biri:

-Emeklilere iki bayramda 1000’er lira ikramiye demediler mi?

Cevabı da kendisi veriyor:

-Dediler ama ödemediler...

Gel de ikna et bu adamı. Duymuş bir yerden bu yalanı, her yerde anlatıyor. Hani Antalya’da bir söz vardır;

“Şarampol’un başında söyle, sonuna git kendin de inan… “ diye…

Önemli olan yaratabildiğiniz algıdır, vatandaş neye inanmak istiyorsa, onu söyler…

***

Bu muhabbet devam ederken, bir yerel gazete ilişiyor gözlerime. Başlık “Göç Furyası” yanında da bir beyin fotoğrafı. Anlaşılıyor ki, “beyin göçü” anlatılmak isteniyor…

Rakamları okudukça benim beynim fırlamak istiyor bir yerlere;

“Türkiye’de işsiz sayısı 3 milyonu aşarken, bunlardan 828 binini üniversite mezunları oluşturuyor. Bunun yanı sıra yurt dışına giden diplomalı göçmen sayısı ise yüzde 42,5 artarak 253 bin 640’ı buldu.”

Bu açıklamayı yapan Eğitim-İş Sendikası Antalya Şube Başkanı Fatin İltar. Başkan İltar eğitim işini hep öteler ve bu soruna çözüm bulamazsak sonumuzun Ortadoğu ülkelerine dönmesinden korkuyor ve ekliyor:

“Sürekli değiştirilen eğitim sistemimizden dolayı birçok genç işsizlikle savaşırken, bazı gençler de çareyi yurt dışında arıyor. Üniversitelerimiz her yıl binlerce mezun veriyor, işsiz sayısı 3 milyona dayandı, bunun 828 bini üniversite mezunu.”

Hangi birine yanalım?

Bir yanda imkânını bulursa yurt dışına kaçan beyinler, diğer yanda üniversiteyi bitirmesine rağmen iş bulamayan binlerce kötü bir eğitim almış genç, en önemlisi de gençlerine güvenmeyen bir eğitim anlayışındaki devlet yönetimi…

Biz de oturmuş siyaset tartışıyoruz.

Yoksulluğun, işsizliğin, eğitimsizliğin, sevgisizliğin cirit attığı bir ortamda kimi seçelim kavgası yapıyoruz. Siyasetçilerimiz seçim kazanmak için her şeyin mubah olduğuna kendilerini inandırmışlar bir kere. O yüzden bize yapacak hiçbir şey kalmıyor…

Ancak şuna inanın; eğitimi bu kadar ihmal edersek, Ortadoğu ülkelerine döneriz. Eğitim-İş Başkanı’na bu konuda yürekten inanıyorum.