Eğitim ve Denetim Şart

Dünkü Turizm Taşımacıları ile ilgili yazdığımız yazı okurlarımızdan oldukça yoğun ve olumlu tepki aldı.

Meğer biz çok az bile söylemişiz.

Bir de çözüm önerileri yazmadığımız için de olumsuz eleştirenler de oldu.

Efendim, Antalya’nın benden sonraki Kahyası Hüsnü Şahin aradı. Önce sektörün belki de en önemli bu sorununu gündeme getirdiğimiz için önce teşekkür etti, sonra sorunun sadece turist taşıyan minibüs, midibüs ve otobüslerde olmadığını, özel ulaşım sektöründe yoğun biçimde şoför sorunu yaşandığını anlattı. Bizzat yaşadığı sorunları dile getirdi.

Hüsnü Şahin; daha 3-5 gün önce yaşadığı olayı şöyle özetledi:

“CHP’de Cumhurbaşkanı adayının açıklanacağı toplantıya katılmak için arkadaşlarla bir otobüs kiraladık. Gece saat 21.00’de Ankara’ya hareket ettik. Otobüste tek şoför olduğunu yoldaki molada anladık. 25 yaşlarında genç bir delikanlı şoförümüz. Sabah 8’de Ankara’ya vardık. Toplam 11 saat şoförümüz direksiyon salladı. Toplantıya katıldık, öğleden sonra saat 15.00’de tekrar ve de aynı şoförle yola koyulduk. Gece yarısından sonra saat 02.00’de Antalya’daydık. Ancak dönüş bir işkenceydi. İki arkadaş, otobüse zigzaglar çizdiren ‘şoför uyumasın’ diye sürekli sohbet konusu açtık. Birbirimizi de yakından tanıdık. Şoför kardeşimiz 2 bin lira maaşa çalışıyor. Sürekli yollarda. İki sefer arasında en fazla bir-iki saat dinleniyor. Patron sürekli telefonla arayıp nerede olduğunu soruyor.  Son olarak aradığında Antalya’ya yaklaşmıştık. Patron ‘Yolcuları Antalya’ya bıraktıktan sonra Bucak’a gel, arabayı temizledikten sonra sabah 06.00’da Fethiye’ye sporcuları götüreceksin. 40 kişi’ dedi. Bunu söylediğinde sabahın 2.30’uydu. Hep tek şoför olarak gidip geldiğini söyleyen genç şoförümüze acıdık”

Çözümü de anlattı Hüsnü Şahin kardeşim; “Her araçta en az 2 şoför olmalı. En önemlisi denetim. Bu özel tur otobüsleri denetlenmiyor. Döşemealtı’nda güvenlik için bir denetim noktası oluşturulmuş, otobüsler bu denetime girmemek için Yeniköy’e girip Kepez başında ana yola geri çıkıyorlar. Bence tur operatörleri ve acenteler da turist taşıyan araçları denetlemeli”

Bir öneri de benden; yolcu otobüslerinde nasıl ki, şoförün kaç saat direksiyonda kaldığını belirleyen topograf cihazları var, özel tur şirketlerinin araçlarına da konmalı. Tabii sadece konmakla kalmamalı mutlaka denetlenmeli. Bir de ayarlanan hız göstergeleri kontrolden geçirilmeli, çünkü yollarda karşılaştığımız turist araçlarının şoförleri adeta meslek değiştirip kasaba dönüşüyorlar. Ve bir de Turizm Taşımacıları… Bu para hırsından vazgeçmeli, her araçta iki şoför bulunmalı, kılığı kıyafeti ile örnek olmalı.

Bir de Turizm Taşımacıları Derneği Başkanı Sümer Yığcı’ya bir çift sözüm var;

Sadece eleştirmekle olmuyor sayın Başkan, önce üyelerinizi, sonra onların çalıştırdığı şoförleri bir eğitimden geçiriniz. Üyeniz patronların; günün 20 saati direksiyon sallayan ve ayda 2 bin lira ile ev geçindirmeye çalışan şoförlere de biraz insaf etmelerini sağlayın…

Şüphesiz bu konuda en önemli göre Sayın Valimiz Karaloğlu’na düşüyor. Bence bir talimatı yeter ve artar bile…

Benden söylemesi efendim…

 

Turizm sezonu henüz başladı. Ama gün geçmiyor ki; turistleri taşıyan küçük-büyük araçlar kaza yapmasın. Son bir hafta içinde 4 Koreli bayan turist kazada öldü. Kocaları yaralandı. Tur Minibüsü alt geçide sıkıştığı için trafiği altüst etti, turistler alt geçidin içinde can pazarı yaşadı.

Yakışıyor mu turizmin başkentinde, profesyonel kişilerin iş yaptığı bu sektöre ve Antalya’ya?

Araştırmışlar ve bizzat bu sektörde çalışan şoförler konuşuyor;

  • Uykusuz, banyosuz her gün en az 10 saat mesai yapıyoruz
  • Bizi dinleniyor sanmayın arabaların içinde uyuyoruz.
  • Bize bir süre veriyorlar, yolcularımızı dedikleri sürede o hedefe yetiştirmek zorundayız.
  • Aşırı hız yapıyoruz, yakalanırsak cezasını da biz ödüyoruz.

Şoför esnafını anlıyorum. Ama ortada bir sorun var. Türkiye’ye bir zamanlar terör korkusu ile gelmeyen turistler, böyle giderse “Türkiye’de ulaşımda insanlar ölüyor” diye gelmeme kararı alacaklar.

Peki bu sorunu kim çözecek?

Bana göre bu sorunun ilk muhatabı Turizm Taşımacıları Derneği olmalı. Gelin görün ki, bu derneğin sayın başkanı Sümer Yığcı da benim gibi, sizler gibi şikayetçi bu olanlardan...

Neden mi?

Hürriyet’den Salim Uzun kendisi ile röportaj yapmış. Konu; Turizm taşımacılığı ve kazalar. Bakın ne diyor sayın Başkan Yığcı, “araç kalitesi, bakım ve şoför yeterliliği denetimlerinin artırılması gerekir”

Sümer Yığcı ayrıca turist yoğunluğunun kaza riskini de artırdığına dikkat çekerek, “Hiç istirahat etmeden gece-gündüz çalıştırılan şoförler var. Bu bilinçsizlik kazaya davetiye çıkarıyor. Bu çok acı. Sokaktan geçeni şoför yapmakla olmuyor” diyor.

Buyurun buradan yakın…

Bu dernek “ne iş yapar?” diye merak ettim önce, sonra Nasrettin Hoca’nın o meşhur evine giren hırsız fıkrası geldi aklıma.

Bilirsiniz hepiniz; Hoca’nın evine hırsız giren bir gece, pahada ağır, yükte hafif ne varsa alır götürür. Hoca komşularına dert yanar ertesi, gün. Ağlamaktadır. Komşular Hocaya çıkışırlar;

  • Hoca efendi sen de pencereyi açık bırakmışın, derin uykuya dalmışın…

Hoca Nasrettin, ne diyeceğini bilemez, ezilir büzülür komşularının karşısında sonra;

  • Yahu kardeşim, tamam ben pencereyi açık bıraktım suçluyum, ama hırsızın hiç mi suçu yok” der.

Turizm Taşımacılığı Derneği’nin üyeleri sanıyorum bu soruna yol açan ve turizm sektöründe taşımacılık yapan araçların sahipleri,

 Ya da çalışan şoförler. Anlaşılıyor ki Başkan Sümer Yığcı da kendi üyelerinden yakınıyor.

Peki Şoförler suçlu da dernek üyesi araç sahiplerinin hiç mi suçu yok?

Vallahi ve billahi o sokaktan geçenleri şoför yapan da ben değilim…

MAKALE YORUMLARI
Sizde Yorum Ekleyin
Erdoğan KÂHYA
Erdoğan KÂHYA
Antalya'nın Kâhyası
erdogan.kahya@antalyases.com.tr
POPÜLER
SÜPERLİG PUAN DURUMU