Çalışan mı, transfer olan mı?

Siyasetçiyi nasıl biliriz?

Yıllarını o partiye veren olarak.

Bunun karşılığında da bir şey almayan.

Şimdilerde bu değişti.

Bir defa yıllarını siyasete vermene gerek yok.

Bir yolunu bul bir yerden kafanı içeri sok, il başkanına, ilçe başkanına yakın görün, seçim zamanı adaylara yakın dur, en kazançlı sen olursun.

Geçtiğimiz dönemde CHP’den AK Parti’ye geçenler, el üstünde tutuldu.

Her komisyondan kafalarını uzattı.

Oturum parasıydı, kalkılım parasıydı, uzanım, yan yatış, dik duruş parasıydı derken maşallah oldular.

Bu dönemde de parti teşkilatlarında çalışmanın hiçbir anlam ve önem taşımadığı bir kez daha görüldü.

Önemli olan kendisini satabilmek.

İYİ Parti kuruluşunda İl Başkanlığına atanan Nizamettin Sağır, partiyi derledi, topladı, yüceltti, Antalya’da bir yer sahibi konumuna getirdi.

Ne kazandı?

Kocaman bir hiç.

Ama kafasını kapı aralığından şöyle bir uzatanlar neler kazanmadı ki?

Hiç emek vermeyenler milletvekili oldu.

Emek vermeyenler belediye başkanı yapıldı.

Partinin kapısını bilmeyenler şimdi de belediyelerde İYİ Parti kontenjanı adı altında iştiraklerin başına getiriliyorlar. Her biri oturum adı altında paralar kazanacak ama bunun haricinde de o kurumun her türlü avantasından faydalanacak.

Öbür tarafta varını yoğunu ve zamanını verenler ortalıkta yoklar. Adları da yok.

Ama partiye çapkınca gülenlerin hepsi bir ödül almış durumda.

CHP’de farklı değil.

Birine yakın dur parsayı topla.

Döşemealtı’nda CHP’liler çalıştı, çabaladı, seçtirdi ama AK Partili Mehmet Duman, ben CHP’ye geçiyorum dedi, geçti ve şimdi Belediye Başkan Yardımcılığı koltuğuna kurulacak.

Peki, gecesini gündüzüne katan CHP’liler?

İşte siyasette sadakat, vefa değil, siyasette kurnazlık ve iyi oyunculuk kazanıyor.

Belge ve kanıtları aramızda geziyor…