Benim AK Partili “Uçan Kuşum”

Uçan kuş dedimse kanatları yok, üstelik kuş ta değil, ama kuşlar gibi haber getiriyor. Uçan Kuş dememdeki sebep de budur.

Ak Parti’de seçimlerle ilgili planlı bir operasyon yaşanıyor. Ak Partili dostum planın parçalarını tek tek anlattı, “aramızda kalsın” dedi ama ben siyasetçinin “Aramızda kalsın sakın yazma” söylemini iyi bilirim. Bu direkt olarak “Yaz ama benden duymuş olma” demektir.

Bu işin mucidi de, gazetecilerle en çok sıkı fıkı olan rahmetli Süleyman Demirel’di.  12 Eylül sonrası, Zincirbozan’da diğer parti liderleri ile birlikte zorunlu ikamete tabi tutulan Demirel, kendilerine verilen siyaset yasağından sonra serbest bırakılmışlardı. Demirel’e istediğin kadar yasak koy, o siyasetten vazgeçer mi? İlk iş olarak memleketi Isparta’ya gitmiş ve bir hafta süren adına da “Hasret Gezisi” dediği ilçe ilçe, köy köy tüm Isparta’yı gezmişti. Tabi bütün gazeteler Demirel’i bu gezide izlemek için birer muhabirle, foto muhabiri göndermişti. O dönemde ben de Hürriyet’i temsilen muhabir olarak izledim.

Her sabah, kayınbiraderi rahmetli Yılmaz Şener’in evinde hep birlikte kahvaltı yapıyoruz, rahmetli Nazmiye hanım kendi elleriyle bize gözlemeler yapıyordu. Kahvaltı sonrası Demirel açıklamalarda bulunuyor, askerden biraz da çekindiği için her cümlesini ölçüp tartarak konuşuyordu. Notlar alıyoruz,  ancak toplantı bitmek üzereyken Demirel;

• “Çocuklar size bir şey daha söyleyeceğim ama bunu yazmayın”

 Diyerek bize göre en önemli haberi veriyordu. Bütün muhabirler telefon başında merkezlere haberlerimizi yazdırıp, sonrasında geziye çıkıyorduk.

Ertesi gün bütün gazetelerde Demirel’in o toplantının sonuna bıraktığı ve yazmayın dediği şeyler manşetlerdeydi ve rahmetli, hiç bir şey demeden; “Yahu çocuklar size bunları yazmayın demiştim” gibi bir sitemde de bulunmuyordu.  Askeri Şuradan bir tepki gelirse, “ben söylemedim” diyeceğinden adeta emindik…

Siyasetçiler böyledir işte. Bizim uçan kuşumuz da, Ak Parti’de yaşananları böylesi anlattı, bize yazmayın diye de uyardı.

Efendim ;

Bu suflelerin birincisi; Ak Parti’den yaptırdığı son anketlerde Erdoğan’a partisine verilen oyun yüzde 10 fazlası çıkıyormuş. Rakam olarak da bu yüzde 55’ler civarında imiş. Yüzde 10’u düşerseniz, demek ki AKP yüzde 45 civarında oy alacak.

İkincisi; Partiye kızgın olan bazı partililer bir ders vermek adına, partiye oy vermeyip, Cumhurbaşkanlığı seçimine ağırlık verip Erdoğan’a seçimi kazandırıp Saray’da tutmak için çalışacakmış…

Üçüncüsü; Bu yazı kaleme alınırken Milletvekili adayları henüz açıklanmamıştı,  Reis şu anda parlamentoda bulunan vekillerden en fazla 100’ünü listeye koyacakmış, geriye kalan 220 vekil, aday adayı olmalarına rağmen; üzülmeyecek, kırılmayacak, sorgulamayacak ve onlardan kimi Reis’in Bakanlar Kurulu ve/veya Cumhurbaşkanlığı yardımcılığına düşündüğü için aday yapmadığını sanıp var gücüyle çalışmaya devam edecekler, hatta açıklamalar yaparak aday olmanın önemli olmadığını, önemli olanın parti olduğunu söyleyeceklermiş…

Bizim uçan kuşa bir de İYİ Parti için ne düşündüklerini sordum. Hani İYİ Parti’nin ittifak nedeniyle baraj sorunu yok ama yüzde kaç oy alacağı, hangi partilerden oy alabileceğini, cevap vermeye hazırmış edası içinde;

“Söyleyeyim” dedi ve ekledi: “MHP’den yüzde 50, CHP’den yüzde 30, Ak parti’den yüzde 2-3 oy alırlar ve bu da Türkiye geneli yüzde 12-13 oy demektir”

Haydi, bakalım bizim uçan kuşun dedikleri çıkacak mı? Şunun şurasında 24 haziran’a 33 gün kaldı…