Belediyecilik Sosyal Demokratların işidir

 


Bu sözler, Almanya’da uzun yıllar kalmış ve Almanların Sosyal Demokrat hareketinin içinde yer almış Konyaaltı Belediyesi aday adayı CHP’li Halil Zengin’e ait.

Bir dönem de Konyaaltı Belediyesi Meclisi’nde görev yapan Zengin, dün aday adaylığını duyurmak ve siyaset konusunda görüşlerini açıklamak üzere basın mensupları ile bir araya geldi. Halil Zengin bir işadamı, ana dili dışında 4 dil biliyor. Çağdaş Esnaf, Sanayici İşverenleri Derneği’nin (ÇAĞSİAD) kurucu başkanı. Turizm ve İnşaat Sektörü ile ilgili şirketin de başkanlığını yapıyor.

Konyaaltı Belediye Başkanlığına aday olma gerekçesini; “Daha sosyal, daha yaşanabilir, daha modern ve çağdaş bir şehir haline getirebilmek için Antalya’nın incisi Konyaaltı Belediye Başkanlığı’na aday oldum” şeklinde dile getiriyor. Nüfusu 180 bini aşan Konyaaltı için projeleri sorulunca, “Benim 180 bin projem var. İnsanlara dokunarak, onları dinleyerek, sorun ortaya çıkmadan ortak akılla ortak çözümler bularak projeleri elbirliği ile hayata geçireceğiz” diye cevaplıyor.

Seçim vaatlerine gelince, bir bir sıralıyor:

“Konyaaltı’nda çıtayı daha yukarılara çıkaracağız, halkçı Belediyecilik yapacağız, talepleri soruna dönüşmeden çözeceğiz, Dünyanın gözünü Konyaaltı’na çevireceğiz” diyor ve ekliyor:

“Belediyecilik Sosyal Demokratların işidir”

***

Halkın tabiri ile Alamancı adayımız sıra soru-cevaplara gelince yurt dışında uzun süre kalmışlığından olacak; “Oralarda hiçbir siyasetçi ne ekonomik olarak, ne de makam olarak adaylığı rant kapısı olarak görmez, göremez. Almanya’da ya da Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde siyasetçi devlet başkanı bile olsa, halktan biri gibidir. Lokantada yan yana masalarda yemek yersiniz. Bizim Türklerden başka kimse de umursamaz. Biz birlikte fotoğraf çektiririz. Başbakanla ya da belediye başkanı, milletvekili ile birlikte kendimizi göstermek isteriz.”

Daha da ileri gidip, “Bizde demokrasi henüz oturmuş değil” dedi.

Halil Zengin, anlaşılan o ki, uzun yıllar önce gelmiş ama siyasete adapte olamamış. Biz de hiçbir siyasetçi bu sözleri içinden geçirse bile söylemez, siyasi geleceği için söyleyemez.  Bizde sistem rant üzerine kurulmuştur, sisteme uyum sağlayamayan da gider…

Biz alışmışız siyasilerin konvoy halinde, önlü, arkalı koruma ordusu ile dolaşmasına, bir siyasetçinin aracını kırmızı ışıkta durdurmasını bile yadırgarız. Korumasız bir üst düzey siyasetçi lokantaya gidip ailesi ile nasıl yemek yiyebilir? Arkasında bir partili ordusu gerekir ve lokantayı doldurmalıdırlar. Yetki sahibi siyasetçiye yalakalık konusunda da üstümüze yoktur. Yalakalık bizim naturamıza işlemiştir. Giden ağam, gelen paşam da bizim felsefemizdir. Dün yalakalık yaptığımıza, bugün selam bile vermeyebiliriz. Yeni gelen bizim için en kıymetlidir.

Bunu anlatırken bir anım geldi aklıma:

Rahmetli Yener Ulusoy, belediye başkanlığı yanında ANAP’ın 41 kurucusundan biri olarak güçlüydü. Balık avlama merakı olan Ulusoy, bir ordu ile giderdi her yere. Kendi istediğinden değil, onlar istedikleri için. Balığı bir türlü tutamaz, yalakalar suya atlayıp, oltasının ucuna ölü balık takarlardı. Ardından da, balık oltadan çıkarken nameler dizer, koro halinde:

“En büyük balığı başkanım yakalar” naraları atarlardı…

***

Şimdi bizim aday adayı Halil Zengin, bu sisteme anlaşılıyor ki, bir dönemde alışamamış. Aday seçilirse “alışır” diyelim, bir de “yolun açık olsun” başka da söylenecek bir şey yok.

Demokrasinin oturmasına gelince; hepimizin özlemi bu Sayın Zengin… Demokrasinin kurumları ve kuralları ile oturması için 95 yıldır süren mücadele bitmeyecek…

MAKALE YORUMLARI
Sizde Yorum Ekleyin
Erdoğan KÂHYA
Erdoğan KÂHYA
Antalya'nın Kâhyası
erdogan.kahya@antalyases.com.tr
POPÜLER
SÜPERLİG PUAN DURUMU