Antalya’ya yakışmıyor!..


Bir yanda “Dünya kentiyiz, turizmin ve tarımın başkentiyiz” diyoruz, yılda 14 milyon turisti ağırlamakla övünüyoruz, diğer yanda devletin arazilerini işgal ederek, el koyarak suç işleme rekorları kırıyoruz.

Biz toplum olarak bir değişim yaşıyoruz. Ruhumuzda var eşkıyalık, yağmacılık, haksız kazanç… Vakıf veya hazine arazisine gecekonduyu yapıyoruz, bir süre sonra, hele bir de seçim varsa Devlet kendi eliyle elektrik ve su bağlıyor, bu da yetmiyor; siyasiler söz verdikleri için Vakıflar ya da Hazine’den bu araziler belediyelere intikal ettiriliyor, belediyeler de sözde hak sahiplerine düşük bedellerle bu arsaları satarak onlara rant kazandırıyor. İktidardaki, hangi partinin belediyesi ise o’nun partisi bu yolla oy ve seçim kazanıyor.

Böyle demokrasi olmaz olsun…

***

Şimdi Kepez Bölgesi bitti, çünkü gecekondu sahipleri muhteşem evlere kavuşuyor, yakında inşaatları bitecek. Sıra Yamansaz Bölgesi’ne geldi. Burada yapılan villalar arsa simsarlarının iştahını kabartıyor. Devlet “İmar Barışı” diye bir yasa çıkardı, Af mı, barış mı pek belli değil. eskiden mi, yeni mi yapıldı bakmaksızın kaçak tüm yapıları yasal hale getiriyor, yeter ki sen hazineye para ver…

Böyle siyaset de olmaz olsun…

***

Evet sıra Lara Bölgesi’nde, sıra Varsak Bölgesi’nde, Hazine ve Vakıf arazilerinin yoğun olduğu bu bölgelerde insanlar araziyi vasfına bakmaksızın taşlıksa, engebeli ise inşaat yapmaya hazır hale getiriyor, kimse “sen burada ne yapıyorsun?” demiyor. Birkaç fidan dikiyor, bir konteyner getirip konduruyor ya da geceleri inşaat yaparak işi uzatmak yerine bir prefabrik odayı kamyonla getirip vinçle indiriyor.

Sıra İmar Affı için ilgililere başvurmaya geliyor.

Bunu kentin dışında ıssız bölgelerde yapıyorlar sanmayın, şehrin göbeğinde Kaleiçi’nde bile yapıyorlar.

Yakışıyor mu bu durum dünya kentine, turizmin başkentine!…

Yazık değil mi, namusu ile çalışıp, alın teriyle borçlanarak yıllarca bankalara yemeyip, içmeyip aldığı kredinin taksitlerini öderken beli kamburlaşan kıt kanaat geçinen, bir yuva hayaliyle yanıp tutuşan gariban ev sahiplerine?

Hangisi iyi, hangisi kötü vatandaş, kim kimi kandırıyor?

Bu işlerin suçlusu kim?

Bürokratlar mı? Ahlaksızlık yapıp rüşvet yiyenler mi? Yoksa oy peşinde koşan iktidar hırsı yüzünden memleketini satan siyasetçiler mi?

Ben bu işin altından kalkamadım… Yaz-çiz kimin umurunda… Söyleyeceğim tek bir şey kalıyor:

-Gözünüzü toprak doyursun…

 

MAKALE YORUMLARI
Sizde Yorum Ekleyin
Erdoğan KÂHYA
Erdoğan KÂHYA
Antalya'nın Kâhyası
erdogan.kahya@antalyases.com.tr
POPÜLER
SÜPERLİG PUAN DURUMU